MENÜ

Doğruya övgü, yanlışa eleştiri

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Maçtan sonra konuk ekibin başkanı soyunma odasına iner. Futbolcularına bu maçı kazandıkları için 5’er milyar lira olan primi yüzde elli artırdığını söyler. Futbolcular, önce “En büyük Başkan bizim başkan!”, sonra da, “10-10-10” diye tempo tutarlar. Konuk ekibin kupada tur atlaması için bir kategori altta bulunan rakibi karşısında en az 3 farka gereksinimi vardır. Ağır grip olan başkan maça gelemeyeceğini ancak bu maçta sağlanacak 3 farklı galibiyetin getireceği 250 bin doların futbolculara dağıtılacağını müjdeler. Sonra ağır gribine karşın maça da gider, tanık olduğu tek farklı galibiyet işe yaramaz. Bu kez soyunma odasına gitmez! Bütün bunlar sıradan bir takımda değil, bu ülkenin şampiyonluk kazanmış 4 büyük takımından biri olan Trabzonspor’da yaşanır. Başkan, başkanı olduğu bir diğer kulüple Trabzonspor’u karıştırmıştır. Yıllık geliri 500 bin 1 milyon 250 bin dolar arasında değişen futbolcularının bir-iki milyar lira ile değil, takım ruhuyla, bu camianın onuruyla motive edebileceğini unutmuştur. Bu takımın Türkiye Kupası’ndan elenmesinin baş nedenlerinden biri budur, ruhsuzluktur yani. Bir diğer neden de, teknik tercihlerdeki hatadır. Daha iki gün önce son dönemdeki seri galibiyetlerle oluşan ortamı sağlayan faktörleri sıralayıp, yönetim teknik kadro ilişkilerine ve yönetimin transferde geçmişte planlanan uygulamaları yaşama geçirirken kapris yapmamasına övgüler düzerken, oluşan kadroyla ilgili çabaları nedeniyle aslan payını teknik patrona vermiştik. “Doğrulara övgünün” “Yanlışlara eleştiri kadar” bir görev olduğu anlayışımızın ürünü olan bu değerlendirmeye, dostlarımızdan gelen, “3-5 iyi sonuçla çizilen pembe tablo” eleştirilerine, yönetimle ilgili çekincelerimizin tümden gitmediğini, teknik kadronun da gerek ilk onbiri oluştururken, gerekse oyun içindeki oyuncu değişikliklerindeki tercih ve zamanlamalardaki hatalarına da dikkat çektiğimizi anımsatmıştık. O gün doğruya alkış tutmuştuk, bugün yanlışı eleştiriyoruz. Her şeye karşın Kayserispor’la başlayan kupa serüveninde hem bu maç hem de Karagümrük maçındaki ruhsuzluğun, gamsızlığın ve de ciddiyetsizliğin ürünü olan 3 farkı zorunlu kıldırdığı Altay maçı, yine de iyi bir kadro seçimi ve iyi motivasyonla gerekli olan sonuç alınarak kapatılabilirdi, olmadı. Burada hem yönetim, hem de teknik kadro hatalarını bir özeleştiriyle değerlendirip, yenilerine engel olmalıdırlar. Teknik kadro, 3 gün önce kazandığı için ağır eleştirilere karşın hata olarak kabul etmediği, aksine savunduğu ve başarılı bulduğu ilk onbiri neden yüzde 50’ye varan oranda değişikliğe uğratarak sahaya sürdüğünü ikna edecek gerekçelerle açıklamalıdır. Trabzonspor Kulübü’nün Başkanı, hangi kulübe başkanlık yaptığının farkına iyice varıp ona göre davranmalıdır. Çünkü kaçan sadece tur değil, belki de UEFA Kupası’na katılma şansıdır. Bu kafayla UEFA için gerekli olan üçüncülük bir hayal gibi gözükmektedir. Unutulmasın ki, bir Anorthosis maçı bu kuruma gecikmeli de olsa teknik kadro ve yönetim depremi yaşatmıştır.

YORUM YAZ