Deneme ve önyargı üzerine

Haberin Devamı ›
Bu pazar günü, Tomas Jun’un Beşiktaş’a kiralanmasıyla ilgili değerlendirmemizin, bu yönetime karşı bir önyargının ürünü olduğunu iddia eden iki mail ile Neemelo hakkında bilgi sahibi olan bir okurumuzun düşünceleri konusunda fikir jimnastiği yapmaya çalışacağız.Diyor ki Sn. Abdulkadir Genel; “Her zaman seviyeli, tarafsız ve yapıcı yazılarına alıştığım Ergun Ata’nın yeni yönetim hakkında yazdıklarını okuyunca biraz kafam karıştı.” Sn. Ahmet Akyüz’ün değerlendirmesi daha sert: “Bu yönetime önyargılı davranıyorsunuz, size yakışmıyor. İşin içine başka şeyler karıştırmayın, bu yönetim iyi gidiyor. Destek olun.”Jun’un Beşiktaş’a kiralanması, büyük vaadlerle gelen bu yönetimin transfer çalışmaları ve genel olarak şu ana kadar ki icraatı konusunda bizim değerlendirmelerimizi haklı kılan görüşleri içeren mailler çoğunlukta ama konumuz bu değil. Öncelikle şunun altını çizelim ki bizim herhangi bir kişi ya da kişilerle ilgili bir ön yargımız yok. Nuri Albayrak’ı tanımayız, yüz yüze görüşmüşlüğümüz de yok. Trabzonspor Kulübü Başkanı olarak doğru ya da yanlış verdikleri söz gereği Haluk Ulusoy konusundaki kararlılıklarının doğru bir duruş olduğunu söyledik. Bu konudaki eleştirimiz Ulusoy’un basın toplantısındaki hükümetin icraatıyla ilgili söylemlerine, Albayrak’ın da Erdoğan-Ulusoy arasındaki trafikte arabuluculuk yapmakla ilişkili tavır ve davranışlarına yönelik idi. Biz halen daha Trabzonspor’un adının siyasetle anılmasına tepkiliyiz. Varsayalım ki kulübün bu ilişkilerle kazancı olsun, yine de karşıyız. Eğer bunlar bir ön yargının ürünüyse evet ön yargılıyız. Tomas Jun konusunda bu yönetim bir panik hali kararı vermiştir. Bu oyuncunun UEFA yarışındaki rakip Beşiktaş’a verilmesi yanlıştır. Eğer bu takımda gerçek kimliğine bürünürse, açıklayamazsınız. Kötü oynarsa düşecek piyasa değeri, sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bunu diyoruz, eğer varsa, evet ön yargılıyız. Seçim sürecinde seçilmeyi hedefleyenler, iki yoldan birini tercih ederler. Ya seçim kazanma amacıyla kitleleri heyecanlandıran büyük vaadler ve söylemler... Ya da seçim sonucu ne olursa olsun gerçekçi söylemleri dile getirmek. Bu yönetim ilkini uygun gördü, iki adayın toplamından fazla oy aldı, taraftarı beklentiye soktu. Her fırsatta söylüyoruz: “Aman ha, bu vaadlerin etkisinde kalıp da kurumu daha büyük maddi yükümlülüklerin altına sokmayın.” Yani gidip de “yıldız” diye bu kulübün parasını boşa harcamayın. “Ben ve arkadaşım birer yıldız alacağız!” sözünün de takipçisi değiliz, “seçim işidir olur böyle şeyler” der geçeriz. Ama bu yaptığınız da olmuyor. Tutmasa da, başarısız bir ilk yarı geçirse de, büyük bir yetenek olduğu herkesçe malum son Avrupa Şampiyonası finalisti, Dünya Kupası’na katılacak Çek Cumhuriyeti gol kralını gönderiyorsunuz, ligi -migi olmayan, kendi halinde Estonya’dan bir oyuncuyu denemeye tabi tutarak almaya çalışıyorsunuz. Olacak iş mi bu? -Bir aralar modaydı zaten Trazonspor’da deneyerek yabancı almak işi de, kimse alınamamış, kamuoyu oyalanmıştı sadece.- Ondan sonra biz ön yargılıyız. Olsun bakalım. Sözlerimizi denenecek Neemelo ile ilgili Almanya’dan mail atan Sn. Bülent Gürsoy’un sözleriyle bitirelim: “Çok sıradan bir oyuncu. Hollanda Ligi’nde küme düşmemeye oynayan Vitesse bir ay deneyip geri gönderdi. Alman 2. Lig takımları, bu oyuncuyu denemeye bile kabul etmedi. E-mailllerle Trabzonspor Yönetimi’ni uyarmaya çalıştım, ancak sonuç alamadım. Menacerler oyuncuyu satmak için bu bilgiyi yönetimden saklıyorlardır. Hata yapacaklar.” Biz ön yargılı değil, Bülent Gürsoy’un yalancısıyız. Umarız yanılıyordur.