MENÜ

Cansuyu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Genel bir kanı vardı esasında Trabzonspor’un, kötü başladığı ligde toparlanma sürecinin en önemli adımını bu maçla atacağına dair. Söz konusu görüş sahipleri -ki buna bu satırların yazarı da dahil- bu öngörülerini iki önemli faktöre dayandırıyorlardı. İlki; büyük takımların daha doğrusu ezeli rakiplerin birbirleriyle oynadıkları karşılaşmalarda, puan cetvelindeki konumlarının pek fazla önemi yoktur ve bu maçların havası farklı olur. Teknik adamlar, oyuncuları bu tür maçlara çok özel motive ederler.

Bir diğeri de Bordo-Mavililer’in son Akhisar Belediyespor maçındaki performansı. Futbol adına olumlu sayılabilecek her şeyi bu maçta gol hariç yerine getiren Bordo-Mavililer, açıkçası ciddi umut vermişti.

Pozisyonsuz tamamladılar

Galatasaray karşısında özellikle ilk yarıdaki Trabzonspor, bu öngörünün pek de hayal ürünü olmadığını gösterdi. Konuk ekip, ilk yarı boyunca, Galatasaray’ın golü yedikten sonra topa genel olarak daha fazla sahip olduğu bölüm de içinde olmak üzere, kontrollü alan savunmasıyla oyunu yönlendiren taraf oldu. Bero, Castillo, N’Doye üçlüsünün klas işbirliğiyle golü bulduktan sonra özellikle Bruma’nın taşıdığı toplarda rakibin etkili silahlarına Eren’in Onur’da kalan plasesi hariç pozisyon vermeden ilk yarıyı tamamladı.

Onur, kalesinde devleşti

Galatasaray, ikinci yarı boyunca gol için doğal olarak daha bir iştahla mücadele etti. Savunmada çok dikkatli olan Bordo-Mavililer, bu iştaha iyi karşı koydu. Süre azaldıkça direnci arttı. Savunmasında verdiği birkaç boşlukta Onur, kalesinde devleşti. Bir kez de direk kendilerine yardımcı oldu. Sarı-Kırmızılılar’ın risk oranını artırdığı sonlara doğru tehlikeli çıkışlar da yaptı ama ilk yarıdaki gol kendisine yetti.

Deplasmanda ilk gol ve bu ilk puanlar, Trabzonspor için adeta bir cansuyu oldu. Zira olası puan kaybının puan cetvelinde takımı düşüreceği konum, teknik ve idari anlamda ciddi sarsıntılara sebep olabilirdi.

YORUM YAZ