MENÜ

Boş beklenti!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Adamlar, orada bıraktığımız gibiydi. Aynı kadro, aynı sinir bozucu soğukkanlılık, tek top, inanılmaz pas yüzdesi. Trabzonspor’daki istikrar, sadece top kaybındaydı. Çünkü; oradaki onbirden ikisi zorunlu 5 kişi farklı kadro, ilk maçın skorunun getirdiği 4 forvet zorunluluğu. Gökdeniz ve Ceyhun’un onca çabasına karşın çift forvetin etkisizliği vs. Bütün bunlar ve ilk maçın ilk golünün rakip adına hazırlayıcısı Ayman ile Hüseyin’in ardı ardına topa müdahalede zamanlama hataları, 8. dakikada aralanan tur kapısını, ilk konumundan daha kötü duruma getirdi. Artık goller gerekiyordu ya; daha 13. dakikada bir panik ki, sormayın. Tribünlerin coşkusu bitti, homurdanmalar, pet şişe atmalar. Durum sahaya yansıdı tabi, aceleyle gol bulma çabası top kaybını artırdı. Yarım saat dolarken toparlanma, 5 dakika arayla iki önemli fırsat, Grybauskas’ın ikisinde de müthiş refleksi. İlk yarı biterken Galati’de değişiklik yok. Yediler, attılar, en önemli oyuncuları Stan’ı 15. dakikada kaybettiler, tempo aynı. Trabzonspor’da gol çabası doruk noktasındaydı ama bunun için bir sistem, bir estetik arayış yoktu. Savunmadan uzun topla çıkma, eğer Gökdeniz ya da Ceyhun’la buluşursa ceza alanına doldurma, günün iki başarısız ismi Ersen ve Umut’ta erime. Gol tamamen rastlantılara kalmış yani. Sonra karamboller ve birinde direk ama elin oğlu yemedi! Penaltıyla maçı da, turu da kaptı gitti. Bıraksa ne olacaktı sanki! bu takım bu kafayla UEFA Ön Eleme’de giderdi, şimdi hiç değilse teknik direktörünün istediği oldu! Tribünler 85 dakika direndi, sonra patladı, maçın ardından boşuna Başkan’ı bekledi. Hâlbuki nasıl gelecekti?

YORUM YAZ