Bireysel!

Haberin Devamı ›
Tabi bir teknik adamın bu durumu nasıl fark edemeyeceğini ya da fark etse bile nasıl çaresiz kalabileceğini de...
Güneş, büyük eleştiriler alan “Perşembe Avrupa kadrosunu” alışılmışın aksine büyük ölçüde değiştirdi ve sadece 4 kişiye ilk 11’de yer verdi. Yasin’le sürekli alan değiştiren Henrique’yi kanat olarak düşünürseniz yine tek santraforla oynadı. Bu iki oyuncu ve önlerindeki Vittek, Alanzinho sahne alana kadar hiç ortada gözükmedi. Ne zamanki Alanzinho devreye girdi onlar da kendilerini buldu. Alanzinho neredeyse her 5 dakikada bir Elazığ kalesine sefer düzenlerken, hiçbir engelle karşılaşmadı. Böylece Trabzonspor hemen hemen beşer dakika arayla rakip kalede etkili oldu, çoğunda pozisyon, ikisinde de gol buldu.
Vittek ve Henrique’nin gol vuruşlarındaki becerileri, Yunus Yıldırım’ın “penaltıvermez” kimliğiyle ilişkilendirilemeyecek pozisyonda Zokora’nın ilk yarının sonlarına doğru çizgiye “kalecivari” yatarak topu çıkarması, dikkat çekilmesi gereken önemli notlar arasında yerlerini aldı. Tıpkı Köksal’ın sol kanatta takım arkadaşlarından daha bir öne çıkması gibi. Ama iki takımın da “takım performansı” olarak artılarının yetersizliğinin sözkonusu olduğu maçta Alanzinho dışında üzerinde durulacak bir başka isim Soner oldu. Bu oyuncu Selçuk İnan’ın boşluğunu onu andıran birçok özelliğiyle doldurma sinyalleri verdi.
Bir ironi: Galatasaray böylece Selçuk sonrası için de çözümü şimdiden buldu!