Bir malzeme daha!

Çok soğuk bir Körfez akşamında, tıklım tıklım ve de coşkulu tribünleri görünce, şampiyonluk yarışının olması gereken yerde güzel şeylere tanıklık edebilme umuduna kapıldık. Dışarıda “çekilen kılıçların” stadyuma etkisi olmayacağının saflığıyla tabii ki! Ama yanıldık, olmuş işte: Yanlış bir taç kararına bile şüpheyle yaklaşım neyle izah edilebilir ki?
Haberin Devamı ›
“Şüpheciliklerinin bir paranoyaya dönüşme riski” bulunduğunu belirtmeden geçemeyeceğimiz tribünlerin, “taraftar” kimliğiyle kendi kurumlarına zarar verme “gayretlerinin!” tüm uyarılara karşın yaktıkları meşalelerle ve maç sonu kural dışılıklarıyla devam ettiğini belirtelim. Bir şeyi daha “futbol olayı kalıplarına” sokamadığımızı ifade ederek sahadaki mücadeleye döneceğiz söz: Umut’un 100. gol sendromu. Kaçırdığı o iki pozisyon başka türlü nasıl izah edilebilir ki? Bunları da yapamadıktan sonra, kendisinin de, takımının da işi zor. Her bir puan kaybının, ligde kalma umutlarını ilerleyen haftalara azaltarak taşınması anlamına geleceği için “Can havliyle” mücadele edecek Kasımpaşa önünde Trabzonspor’un işinin, önemli eksikleri söz konusuyken çok kolay olmayacağı belliydi. Nitekim, golün geldiği dakikaya kadar olan 5 dakikalık bölümü hariç kora kor bir mücadele oldu. Ligi tanımayanlar için, “şampiyonluk mücadelesi yapanla ligde kalma uğraşı veren takım” arasında ayrım yapma zorluğu yaşanabilecek bir durum yani.
Haberin Devamı ›
Uzatma dakikalarında belki de sezon içindeki en büyük korkuyu yaşayan Trabzonspor açısından tek iyi şey, 3 puan. Ama bunun da, son günlerin tartışma konusuna malzeme olacak bir “penaltı” tereddüdüyle oluştuğu gerçeğine dikkat çekmek isteriz. Evet sert bir şut ve çok yakın mesafede, topun Tayfun’un bacağından sekip, havadaki koluna teması var ve çek nereye çekersen. Bu da Kuddusi Müftüoğlu’nun şansızlığı oldu.