Arama

Popüler aramalar

“Bir bildikleri vardır!”

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Şu ana kadar bırakın tatmin etmeyi, karamsar bir tablo yaratan transfer çalışmalarının yanı sıra, söz verilen projelerle ilgili herhangi bir adımın atılamaması, Bordo-Mavili renklere gönül verenlerin kafasını karıştırdı. Gelinen noktada teselli bulunan ve herkesin üzerinde hemfikir olduğu görüş şu: Bir bildikleri vardır herhalde!Genel kurul sürecinde bakınız neler vaat edildi; Eksik mevkilere takviye ve dünya futbolunda isim yapmış en az iki yıldıza üstelik kulübe bir kuruş maliyetleri olmadan- en geç 2 Ocak günü imza attırılacaktı. Trabzonspor ismine yaraşır büyük stadyum projesi, sponsorlar aracılığıyla gerçekleştirilecekti. Kulübe kalıcı gelir kaynakları sağlanacaktı. Bütün bunları gerçekleştirmek ancak paralı bir başkan ile mümkün olabilecekti. Bu da yetmezdi, bir önceki yönetimin devrilmesinde en büyük etken olan siyasal ilişkilerin doğal sonucu, “Hem paralı, hem de siyasal iktidara yakın” bir başkan gerekliydi. Öyle de oldu, bir oy patlaması yaşandı. Özkan Sümer ve İskender Önal gibi kulüp geleneklerinden gelme, bilgi ve deneyimlerini ekonomik destek sağlayacak ekiple birleştirerek kulübü yönetme talebindeki iki adayın toplamından fazla oy alan Nuri Albayrak başkan oldu.Stadyum projesi için bir rüzgar estirildi, geçti. Hiçbir hareket yok. Kulübe kalıcı gelir kaynaklar yaratma konusundaki çalışmalar, Kartal’daki arsa ile sınırlı kaldı. Eski Başkan, yeni Bakan Faruk Özak’ın çabalarıyla gündeme gelen, Özkan Sümer ve Atay Aktuğ yönetimlerince belli bir aşamaya getirildikten sonra siyasal nedenlerle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP çoğunluklu meclisine takılan Kartal’daki arsa, Nuri Albayrak’ın yine siyasal ilişkilerini kullanmasıyla çözüldü, hakkını verelim. Sonrası için bir çalışma yok. “Bir bildiği vardır!” diyelim, kim bilir bu ilişkilerini yine devreye sokacak, ezeli rakiplerine sponsor olup adeta para akıtan olan Ülker Grubu’ndan Trabzonspor’a da destek alacak! Bekleyip, göreceğiz.Evet, “Bir bildikleri vardır herhalde!” diyerek teknik konulara geçelim. 2 Ocak günü imza attırılamadı. 8 oyuncu gönderildi, 9 oyuncu alındı bir Stepnov devamlılık sağladı. Yıldızlar Haziran’a ötelendi. 400 bin dolarlık bonservis ücreti nasıl olduysa 900 bin dolara çıkan Djokaj elde kaldı. 24 Haziran’da şey tamam olacaktı. Umut, Cem ve bedava alınacağı zannedilirken, Beşiktaş’ın kadrosunda asla düşünmediği Çağdaş, 750 bin dolar bonservis bedeli ödenerek alındı. Bilal Kısa Ankaraspor’a kaptırıldı. Hey gidi Trabzonspor hey. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş bir futbolcuya talip olacak da, onu Ankaraspor alacak! Vazgeçtik, Trabzonspor alsın da görelim hadi. “Ee Murat Ocak’ı aldılar!” der gibisiniz, bu kulüpler talip miydi Murat’a? 3-5 kuruş yüzünden ağlata ağlata gönderdiler, daha devre arasında Sebatspor’dan geri alırken “büyük transferlerden” diye sundukları Ali Güzeldal’ı.Basın Sözcüsü Zeyyat Kafkas’ın açıklamalarını okuduk Karadeniz Gazetesi’nde. “Taraftar merak etmesin; lig başlarken her şey tamam olacak.Başkan bedeli ne olursa olsun kendi cebinden 2 yıldız katacak!” dedi. Eee biz de demedik mi; “Bir bildikleri vardır!” diye.Bir bildikleri vardır, kendilerine kalsın onlar elbette ama Djokaj’ın 400 binden 900 bin dolara bonservis bedelinin nasıl çıktığını, Çağdaş’ın 750 bin dolarlık bonservis bedelinin nasıl ve nereden kaynaklandığını öğrenmek istiyoruz. Başkan çıkıp, “Sorumlusu benim!” demesin sakın. Biz o filmi görmüştük. Bu iki iş pis kokuyor. Kaldı ki pis kokusu olmasa da transferin son gününe sıkıştırıldığı için Jun’da yenilen bonservis bedeli kazığındaki hatanın sorumluluğunu da Atay Aktuğ almıştı üzerine. O hatayla başkanlıktan oldu.