Beklendiği gibi!

Trabzonspor çoktan havlu attığı, Basel de gruptan çıkmayı garantilediği için skor kaygısı yaşamayan iki takım, eksik kadrolarıyla da olsa iyi futbolun gereklerini yerine getirmeye çalıştı. Oynatmama değil oynama anlayışı ön planda tutulunca ortaya keyifli, heyecanlı ve pozisyonu bol bir mücadele çıktı. Trabzonspor’un her iki kanadı da etkili kullanarak topu kolayca rakip yarı alana taşıdığı, Basel’in de her geri dönüşte rakibe sıkıntı yaşattığı ilk yarıda gol sayısının birle sınırlı kalması, iki takımın da hücum bölgesindeki son vuruş yetersizlikleriyle ilişkiliydi. Skor avantajı grup liderliği için yeterli olan Basel, grup sonrası dönemi ve kendi ligini düşünerek tempoyu düşürdüğü ikinci yarıda Trabzonspor en azından eşitlik golünü bularak vedayı puanla yapmak istedi. Ama Karaman’ın hamleleri Onazi’yi daha yormamak, sakatlık riski yaşayan Hosseini’yi almak şeklinde oldu. Yine basit top kaybı, peşinden de yine kademe hatasıyla ikinci gol geldi.

Gecenin sorusu

Avrupa defterini Krasnodar’da kapatan Karaman, Onazi ve Hosseini’den sonra Ekuban’ı da oyundan aldığı dakikada bu maçı kafasında bitirmişti, yorumu yanlış mıdır?

Maçın starı

Basel takım olarak fena gözükmedi. Ama en etkili oyuncusunu kullandığı kulvarında Avdijaj’ın yardımı olmaksızın genç Serkan olabildiğince iyi direndi.

Maçın olayı

Avrupa Ligi’ndeki bu son sınavı Ünal Karaman belli ki, ‘formalite’ kategorisinden çıkarıp kendisi ve camianın eski performanslarına ulaşmasını bekledikleri Ekuban ve yaklaşık bir yıl sonra Onazi için özel maç moduna sokmuş.

Kısa mesaj

Neyse ki Basel maçıyla Trabzonspor, ön elemeleri geçip katılmayı ‘büyük zafer’ olarak sunduğu Avrupa Ligi ‘angaryasından!’ kurtulmuş oldu...