Balili'ye dokunulmazlık!

Haberin Devamı ›
Ayman ile Balili arasındaki sözlü ve fiziksel diyalog, bir futbol maçında, saha içinde gerçekleşmiştir. Ayman, bize göre de kartı hak eden bir hareketle Balili’ye, faul yapmıştır. Pozisyon sonrasında Sivasspor’un oyuncusu Musa, Ayman’ı tartaklamış, bu futbolcuya tacizi devam ederken Balili, acı içinde (!) kıvranmasını tamamlayıp ayağa kalkmıştır. Doktor müdahalesinden sonra çizgi dışına çıkmamış, ortamı daha da germek adına serbest atış öncesi ceza alanına girmiştir. 4. Hakem Koray Gencerler tam maçın bu hale gelmesinin birinci derecede sorumlusu Bülent Demirlek’i uyaracağı anda da, malum kişi sahaya girmiştir.Sonrasını herkes biliyor. Televizyonlarda, 35 derece sıcaklıktaki olaylar, “paltolu, parkalı, yağmurluklu” eski görüntülerle Trabzon, “bir futbol terörü kenti” konumuna sokulmuştur. Medyanın topluca inanılmaz linç hareketiyle zaten yargısız infaz edilen Trabzonspor, kurallar gereği ne ceza alacaksa alacak. “Hakem istese maçı bitirirdi” ya da “tribünleri boşaltıp son yarım dakikayı oynatabilirdi” gibi görüşler, Federasyon’un 29-b maddesini uygulayıp uygulamayacağına göre haklılık kazanacak ya da geçersiz kalacak. Konumuz bunlar değil. Maç sonrası, kameralar önünde sempatik söylemlerde bulunurken, perde arkasında sahada alınamayan 3 puana, masa başında ulaşma gayretkeşliği gösteren Sivasspor cephesinin Balili ile ilgili yaklaşımı üzerinde durmak istiyoruz. Çünkü tavırları, bu tahrik unsurunu her fırsatta kullanan oyuncunun dini ve milliyeti nedeniyle adeta “dokunulmazlık zırhına” büründürülmesi çabasına yöneliktir. Balili nedeniyle Gaziantep, Kayseri ve Manisa’da yaşananlar herkes tarafından bilinmekteyken, bir maçta dini ve milliyeti ne olursa olsun her futbolcu arasında gerçekleşebilecek, faul ya da kartı gerektiren bir olayı, “Arap-İsrail” savaşıyla ilişkilendirme düşüncesi, futbolun ruhuna ihanettir. Ve bütün bunlar, bedava 3 puan bir yana, çok puanlarla ölçülemeyecek kadar, ateşle oynamakla eşdeğerdir.