Avrupa aşkına!

Haberin Devamı ›
Ne savunmada direnebilen, ne orta alanda topa basabilen ve top yapabilen, ne de hücumda varlığını hissettirebilen rakip karşısında Bordo-Mavililer, ilk yarıda sadece tek golle yetinmişse, “Bu da kendi gücüyle ilişkilidir artık!” demekten başka söz bulamıyoruz.
Trabzonspor genelde rakibin oyunu forse ettiği maçlarda skor üretebilen takım. İlk yarıda uyguladığı baskıya rağmen tek golle yetinmesinin nedeni de bu. Oysa ki, soyunma odasına tek golle yenik girdikleri devre arasından çıkışta Elazığspor, tam da Bordo-Mavililer’in alışkın olduğu moda büründü. İlk 10 dakikalık bölümde fırsatlar ve dahası penaltı yakaladı. Bunları değerlendiremeyince, daha doğrusu bu pozisyonlarda Onur’u geçemeyince, Trabzonspor’un işi kolaylaştı ve iyi oynadığında istediğini elde edemeyen rakibin, ilk yarıdaki yetersizliğine yeniden büründüğü anlarda abartılı risk almasının bedelini ağır ödetti.
İki ayrıntı: Takım olarak bütün oyuncuların genel yetersizlikleri bir yana; Olcan’a maç sonrası yaptığı üçüncü sınıf sokak kabadayısı hareketiyle Bilica’nın da yer aldığı bu kadroyla Okan Buruk’un ligde işi çok zor.
İkincisi: Bir ve üçüncü golleri büyük savunma hatalarına bağlayalım ama ikinci golde Malouda’nın, dördüncüde Kadir’in asistleri, Henrique ve Emre’nin da bu gollerde son vuruş becerilerinin hakkını verelim ve her şeye rağmen bu farklı galibiyetin sağladığı özgüven ve moral motivasyonla Bordo Mavililerin ülkeyi, Perşembe gecesi Varşova karşısında Avrupa Ligi’nde gruptan çıkmayı garantileyebilecek bir skor beklentisine soktuğunun da altını özellikle çizelim.