Anma ve vefasızlık!

Haberin Devamı ›
Liverpool’un dünya futbolunu kasıp kavurduğu döneme rastlıyordu. Kazanılan penaltı vuruşunu yapmak üzere Dozer Cemil beyaz noktaya itinayla yerleştirdiği topun başına geçtiğinde küçücük kalbim duracak gibiydi. O ise olanca sakinliğiyle gelip plase bir vuruşla Clemence’i ters köşeye yatırarak topu filelere gönderdiğinde, önümdeki kişinin yaşadığı şoku unutamıyorum. Ertesi günkü gazeteleri de. Bugün bir kısmıyla aynı sütunları paylaşma gururunu yaşadığım, bazılarını ise ebediyete uğurladığımız büyüklerimin yorumlarını bir solukta okumuştum. Dozer Cemil’in dün ölümünün 3. yıldönümüydü. İlginç rastlantı, Trabzonspor’un Karadeniz Fırtınası unvanını bileğinin hakkıyla aldığı döneme damgasını vuran oyunculardan, hemen her mevkinin askeri olduğu için Joker diye anılan Mustafa Gedik de 13 yıl önce dün öldü. Gedik, ailesinin isteğiyle Samsun’a defnedildiği için, Trabzonsporlu Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Serdar Bali’nin organizesiyle Cemil Usta, mezarı başında sade bir törenle anıldı. Bir çok eski takım arkadaşı, gözleri dolu izledi töreni. Hakkını verelim, Trabzonspor Yönetimi de bu konuda duyarlı davrandı, Genel Sekreter Zekai Dülger’in yanı sıra bir çok asıl yedek yönetici ve profesyoneliyle anmada hazır bulundu. Güzel ve anlamlı bir tablo yani.Takdire değer bu ahde vefa bize maalesef geçen hafta yaşanan bir vefasızlığı da anımsattı. Urbain Braems, Trabzonspor’da bir döneme teknik direktör olarak damgasını vurmuş, bu şehirde kaldığı sürece halkın sevgilisi olmuş bir kişilik. Şimdi 77 yaşında ve mesleği bırakmış. Yani herhangi bir beklentisi filan söz konusu değil. Önce bir anı: Trabzonspor Sommers’e taliptir. Trabzonluların daha sonra “Havuç” lakabıyla bağrına bastığı bu oyuncu teklifi alır almaz yurttaşı Braems’e gider ve Trabzon’u, Trabzonspor’u, Trabzonluları sorar. Aldığı yanıt şöyledir: “Trabzon benim yaşadığım en güzel şehirlerden biri. Trabzonspor büyük bir takım. Trabzonlular cana çok yakın, inanılmaz derecede konuksever. Tereddüt etmeden git, çok mutlu olacaksın.” Sommers Trabzon’un teklifine “evet” der, 3 yıl sonra ağlayarak buradan ayrılır ve Braems’e teşekkür eder. Bir turizm elçisi görevini yapmıştır Braems. Bir çok futbolcuya da Trabzon ve Trabzonspor için referans verir. O Braems, sevgili eşiyle Galatasaray maçını izlemek üzere geçen hafta Trabzon’a gelir. Trabzonspor bu konuda bilgilendirilir. Ama nedense Trabzonspor duyarsız kalır bu geziye. Eski dostları ilgilenir kendisiyle sadece. Onlar aracı olur, Profesyonel İşler Sorumlusu Caner Çuvalcı’nın kişisel gayretleriyle 2 adet maç bileti zorla bulunur kendisine ve neredeyse tel örgülerin arksında maçı izlemesi sağlanır.Braems, Belçika’da bir anlamda fahri temsilcilik yapıyor. Bu tür insanları ağırlamak bir külfet değil, asli bir görev olarak algılanmalıdır. Tersi durumda, Trabzonspor’un sevgili yöneticilerinin bir gün, “eski” sıfatını kazandıklarında kendilerinin de benzer uygulamayla karşılaşmaları kaçınılmaz olacaktır. Unutmasınlar ki “o gün” kendilerini çok yaralayacaktır.