MENÜ

Alkışlar, kurumun gerçek sahiplerine!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aktuğ ve ekibi, genel kurula yönelik çalışmaları neredeyse sadece faaliyet ve mali raporların hazırlanmasıyla sınırlı tutarken, listelerin Divan Kurulu’na teslim edildiği gün Osman Abanoz’un seçimlere yönelik izlediği stratejinin ortaya çıkmasından sonra durumun ciddiyetinin farkına vardı. Sonrasında başlatılan telefon trafiğiyle, başta seçimlerin nabzını iyi tutan eski yöneticilerden Hayrettin Hacısalihoğlu devreye sokuldu. Delegeler bir bir arandı. Bu sayede sağlanan hareketliliğin ardından bir önceki yönetim de kendiliğinden çalışmalar yaptı. Abanoz ve arkadaşları da sabahlara kadar boş durmadı ve birinci gün 91 olan delege sayısı, oy sandığının da cazibesiyle ikinci gün bin 900’e çıkarıldı. Bu toplantı da gösterdi ki; kurumun dinamikleri gereksinim duyulduğunda her zaman harekete geçirilebilecek bir potansiyel olarak beklemektedir. Ancak genel olarak ve Aktuğ döneminde de sıkça yaşandığı gibi sorun şudur; Bu güçleri yönetimler sadece başları sıkıştığında aramakla yetiniyor. Halbuki zaman zaman onların gönlünü hoş tutacak işler de yapılmalı, küstürülmemelidir. Elbette ki kulübü başkan ve yönetim kurulu yönetecek. Ama çok kritik kararlarda yönetimler, kendi doğrularını yaşama geçirecek olsalar bile, Erol Tuna ve arkadaşlarının ara sıra yaptığı gibi, bilgi vererek ya da danışarak sorumluluğu paylaşma girişimi yönetene zarar değil, yarar getirir. Artık seçim bitmiş ve Aktuğ, kurumun gerçek sahiplerinin ‘her şeye rağmen’ büyük desteği sonucu önemli bir oy farkıyla güven tazelemiştir. Şimdi Aktuğ’un sorumluluğu artmıştır. Kamuoyunda bir öncekinden zayıf olduğu izlenimini veren listesini tümüyle kendisi oluşturmuştur. Mazereti yoktur. Taraftar bir an önce teknik direktör sorununun çözümlenmesini ve söz verilen takviyelerin gerçekleştirilmesini beklemektedir. Aktuğ ve arkadaşları şunu iyi bilmelidir; bu yönetimin süresiyle ilgili spekülasyonları sona erdirmek ve kısa süre biçilen ömrün uzatılması tümüyle kendi ellerindedir.

YORUM YAZ