Akçay'ın değişimi!

Haberin Devamı ›
“4 ayda gözle görülür bir değişim yaratamazsam çeker giderim!” söylemi, öyle böyle değil, tam anlamıyla bağlayıcıydı, zira. 4 aylık süre geçti, Demirtaş dün o süreci değerlendirdi: “Değişim gerçekleşti, komplekssiz davrandı, duygularını iyi aktardı, büyük takım refleksi kazandırdı, üstelik bunu küme düşme hattına demirleyen bir kadroyla yaptı.”
Trabzonspor’un Süper Lig’de liderin sadece 3 puan gerisinde, Avrupa’daysa, Legia ve Apollon’un önünde, Lazio ile başa baş konumda olması, Akçay ve Demirtaş’ı haklı kılıyor. Ama bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyoruz. Akçay, Trabzonspor’a henüz büyük takım refleksi kazandırmadı.
Zira Arvupa Ligi Ön Elemeleri’ndeki rakiplerinden, Dinamo Minsk’i bir nebze diğerlerinden ayıralım, Derry City ve Kukesi ile gruptaki ilk rakibi Apollon, bırakın Süper Lig’i, PTT 1. Ligi’nde bile birçok takıma rakip olabilecek konumda değilken Trabzonspor, onlarla mücadelelerinde oyunu forse eden, 90 dakikalık sürelerin önemli bölümünde topa sahip olabilen, pozisyon üretme, rakip kaleye şut atma vs. gibi istatistiklerde rakibini geride bırakan bir takım görüntüsü vermedi. Buna Süper Lig’de oynadığı maçlar da dahil. Lazio maçının ikinci golü yediği dakikaya kadar olan bölümünü çıkaralım, Trabzonspor’un 8 Avrupa, 7 de Süper Lig maçlarında genel olarak tek artısı skor avantajıydı. Değişim bu noktadadır ve Alex Ferguson’un, “mini etek gibidir!” değerlendirmesiyle, “değer vermediği” istatistiklere göre de bu değişime karşı çıkmak yanlıştır.
Bu noktada istatistiklerin Trabzonspor açısından göstermeyip sakladığı endişe, çekirgenin bu haliyle daha ne kadar zıplayacağıdır.
Bu değerlendirmeyi yapanların ve hak verenlerin beklentisiyse; bu değerlendirmeye karşı çıkanların, “Bir an önce takım kötü skorlar almaya başlasa da ‘dememiş miydik’ demek için fırsat kolluyorsunuz!” şeklindeki iddialarında olduğu gibi abuk sabuk bir temenni değil, Akçay’ın Trabzonspor’a, skorun yanında tribünlerin dolmasını sağlayacak, göze hoş gelen bir futbol anlayışını da kazandırmasıdır.
Trabzonspor’un Çapulcuları!
Süper Lig’in 2010-11 sezonu temiz değil. Bunu artık sağduyu sahibi her vicdan kabul ediyor. Siyasetin etik dışı oy kaygısını taşıyarak, renk aşkıyla gerçekleri görme yetisini kaybederek ya da kirliliğin içinde direkt yer alarak kendini “karşı çıkma” modundan kurtaramayanlara da uluslararası spor kuruluşları gereken dersi veriyor.
Biz olayın “adalet” yönüne takılı kalanlardanız. “Kupa” hesabını yapanlar yapıyor. Bizim gibi “sadece Adalet” dediklerine inandığımız bir grup Bordo-Mavili taraftar, bugün 15.00’te İstinye’de olacak ve “adalet arayışlarını” sürdürecek.
“Çapulcu!” olacaklar bir nevi!
Bugünkü mitingde atılması olası, bu olayda adaletin simgesi olan, “Kupa Başbakan’da” sloganına, kişisel ilişkisi vatandaş-siyasetçi konumunu çoktan aşıp “ömründen gün verme”, siyaseten de “miting gediklisi” olma konumuna gelen Trabzonspor Başkanı’nın tepkisi ne olur bilemeyiz. Ama Trabzonsporlu Çapulcular’a, olası karşı çıkmalara inat, o sloganın doğruluğuna inandığımızı tarihe not düşmek istiyoruz.