Arama

Popüler aramalar

Ağır program

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Trabzonspor’un kötü oyununa mazeret çok, zira nasıl 5-0 kazandığında, rakip Alman 4. Ligi’nden, çok zayıf, neredeyse iki ayrı takım sahaya çıkarıldı, üstelik fark 68’den sonra geldi, rakibin direnci erken kırıldı vs. bu nedenle o maç ölçü olamaz, dendi doğal olarak. Porto maçı da aynı.

Amaç artıları eksileri görmek olduğu için, 4 gündür sabah akşam antrenman, bir gün önceki maç, dün sabahki çalışma. Yoğun otoban trafiğinde 2 saatlik otobüs yolculuğu, maçın başlamasının bu nedenle 45 dakika gecikmesi, 20 dakikalık dinlenmeyle maça çıkma vs. Fazlasını beklemek haksızlık olur.

Bu nedenle teknik ayrıntılara girmenin pek anlamı yok. Şu söylenebilir ama: Güneş 4’lü savunmanın önünde iki ön libero, tek santrafor ve arkasında 3 forvet oyuncusu kullandı. İlk maçta 5 farkı yakalayan sistem. Rakip Porto, skor 0-1 olunca ve de baskı devam edince 2. yarıda önliberoyu üçe çıkardı. 4-3-3’e döndü.

Gabriç hareket getirdi. Takım rakip kaleye şutunu da 54. dakikada Ceyhun’la attı. Vuruş da kalecinin çıkarışı da çok şıktı. Sonra sıklaşan oyuncu değişiklikleri.

Madem ki bu tür maçlar için artılar eksiler önemli, bizim de dikkatimizi çekenler oldu. İlki; Porto golü bulana kadar, Sousa Cale’nin tarafından 3 kez içeri girdi, vurdu. Dördüncüde gol. Önlem alınmamasının nedeni yorgunlukla açıklanamaz. Yorgunluğun mazeret olmadığı bir önemli durum da, Yattara’nın Avrupa’da resmi ve özel maçlardaki agresifliği. Kendisine bu takımın kaptanı olduğu bir kez daha hatırlatılmalı.

Bir de şeytanın avukatlığı: Sylva artık yok, dolayısıyla Onur ve Tolga’yı zorlayacak ciddi bir rakip de yok. Daha çok çalışmalılar, burada sıkıntı doğabilir.