Uçlardayız, Uçlardasınız, Uçlardalar
Türk milleti olarak hepimiz doğamız gereği, uçlarda yaşamayı, hep uçlara doğru yönelmeyi severiz. Bunu engellemeye çalışsak da maalesef durum böyledir. Modern dünyada artık hepimiz biliyoruz ki, hayat çoğunlukla gri alanlardan oluşuyor. Fakat özellikle bizim ülkemizde bu çok mümkün değil. Çünkü hayatlarımızla ilgili o kadar belirsizliğimiz ve tedirginliğimiz var ki, spor ve özellikle futbol bizim için bazen bir kum torbası bazen de aşırı sevdiğimiz, sahiplendiğimiz bir sevgili gibi. Çoğunlukla enerjimizi, nefretimizi, oraya akıtıyoruz. Bu hafta sonu bunun zirvesi yaşandı desek yanlış olmaz. Bu hafta uçları ve uçlarda olanları kısa bir inceleyelim.
Haberin Devamı ›
Öncelikle artık şımarıklık şeklinde tabir edilecek ayarı ve ruhu kaçmış bir eleştiri kültüründen bahsetmek lazım. Galatasaray taraftarı, özellikle sosyal medyada, tamamen yukarıdaki sebeplerden ötürü, korkunç bir hal almış durumda. Sosyal medyada yapılan eleştirileri belli bir seviyeye kadar ciddiye almamak lazım ama Sallai’nin Instagram yorumlarını kapatmasına sebep olan eleştiri dozu, boyutunu, haddini aşmış demektir. Bu artık hayata karşı olan nefreti kusmaktır. Bunların neden yanlış olduğuna bile girmeyeceğim, Okan Buruk’un, Sallai’nin şu aşamada eleştirilmeyi bırakın, övgüler alması lazım. Bu şımarıklığın bedeli, şımarıklığın yapılabildiği insanları, oyuncuları kaybedince çok ağır olur.
Haberin Devamı ›
Bir diğer uç savaşları da dün derbide yaşandı. Önce Fenerbahçe ile başlayalım. Maçtan sonra özellikle baktım, sonuç odaklı Tedesco ve Fenerbahçe övgüsü olacak mı diye, gerçekten de 1-2 önemli isim hariç ve yöneticiler dahil herkes müthiş bir havaya girmiş vaziyette. Açıkçası şaşkınlıkla izliyorum, dün Fenerbahçe, Duran şapkadan tavşan çıkarmasa, kalan dakikalarda Beşiktaş kazanabilirdi veya yüksek ihtimal berabere bitecekti. Orkun Kökçü’nün hediyesinden sonra ilk yarı bitene kadar güzel oyun ve Beşiktaş’ın paniği ile birlikte beraberliği sağladı. Ancak ikinci yarıyı Tedesco için büyük bir soru işareti olarak buraya bırakıyorum. Fenerbahçeli taraftar derbi galibiyetine tabi ki sevinecek büyütecek, rakiplerinin puan kaybettiği hafta, deplasmanda Beşiktaş’ı yenmek çok önemlidir ancak Tedesco’yu bugün, Orkun kırmızı görmese nasıl konuşurduk emin değilim. O yüzden ayaklar yere basmalı ve ikinci yarının eleştirisi yapılmalı.
Gelelim Beşiktaş’a… Açıkçası Beşiktaşlı taraftarlar için çok sinir bozucu bir maçtı o yüzden burada bunu okuyan Beşiktaşlılar için fazla uzatmayacağım. Öncelikle Sergen Yalçın bence çok iyi bir maç planıyla, ilk 25 dakika gerçekten nakavt etti Fenerbahçe’yi, Tedesco’yu ve maç çok farklı yerlere gidebilirdi. Sonraki paniği ve dağılmayı eleştirelim ama ilk 25 dakikada 11’e 11 oyunda işleyen planı da unutmayalım. Aynı şekilde Orkun Kökçü…Evet hediye etti, evet korkunç bir hata, 2-0 öndeyken yapılmaması gereken bir amatörlük. Fakat Orkun maçın en iyilerindendi ve eminim en çok o üzülmüştür. Kamuoyu hemen Orkun’u yarın yokmuş gibi eleştirmeye, bütün hesabı ödetmeye çalıştı. Bu da çok yanlış, Orkun bu sene Beşiktaş’ta beklenenin altında kalmış olabilir ama çok değerli bir oyuncudur ve Beşiktaş’ın Orkun’u kaybetme lüksü yoktur.
Haberin Devamı ›
Severken de, söverken de hep uçlardayız. Çok güzel bir laf vardır; “Fazla olan yanlıştır” diye…
Bitirmeden, bir hak teslim etmek gerekir. Bu haftanın parlayanı bana kalırsa Trabzonspordur. Çok enteresan şeyler hayal ettirdiler bence taraftarlarına. Seçtikleri genç oyuncular, doğru tercihler…Oulai, çok merak ediyorum bonservis bedelini…Sadece kamuoyundaki algıları kadar domine ettiklerini düşünmüyorum. Belki ilk yarı…Ancak ikinci yarı deplasmanda Galatasaray’a karşı düşmek de normal. Fatih Tekke açıklamalarıyla, oynattığı oyunla, oyuncu tercihleriyle şu ana kadar bence ligin bu anlamda yıldızı. Umarım beklentiler gereğinden fazla, UÇ’lara doğru gitmez…










