Cumhuriyet
Öncelikle bugün Atatürk’ün arkadaşlarına yarın cumhuriyeti ilan ettiğini açıkladığı gün. Türkiye Cumhuriyeti’nin 102.yılı kutlu olsun. Bize bu değerli mirası bırakan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına, o dönem toplumun gelişimini ve dönüşümünü sağlayan herkese şükran ve minnetlerimi sunuyorum.
Haberin Devamı ›
Atamızın da dediği gibi “Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.”
İletişim Kaosu & Kaosun İletişimi
Bu hafta yazacaklarımı biriktirirken, dün bir anda futbol gündeme atom bombası şeklinde düşen bir basın toplantısı gerçekleşti. TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu birçok hakemin bahis oynadığını açıkladı. Detaylara girmeye gerek yok, haberlerde devamı var ancak burada kritik nokta savcılık tarafından yapılan açıklama. Savcılık uzun zamandır bu konunun araştırıldığını ve dosyaların birleştiğini duyurdu yani daha çok atom bombaları göreceğiz gibi duruyor. Tabi bu gibi durumlarda bu kaosu yaratmak, Türk futbolu adına olumlu olsa da, bunun iletişiminin çok hassas bir biçimde ve dezenformasyona mahal vermeyecek şekilde yapılması lazım. Aksi takdirde kaosun iletişiminden, iletişimin kaosuna döner ve yargısız infazlar başlar. Bu da bizim toplumumuzda çok görülen bir özellik, çok dikkat edilmeli. Bu konu Türk futbolunun daha düzgün ve doğru şekilde yoluna devam etmesi için çok değerlidir ancak esas iş şimdi başlıyor. En kısa zamanda önlemlerin, yönlendirmelerin hızlıca yapılması lazım ki bu kadar yatırım yapılan Türk futbolu, değerini kaybetmeden, tam tersi, değeri değer katarak bu süreçten çıksın. Umarım bu kaosu, bu açıklamayı ileride, toplumsal mutabakatımızı bozan bir konu olarak değil de, Türk futbolunu temizleyen bir süreç olarak hatırlarız. Hızın bir diğer önemi ise, bu tartışmaların altında futbol oynamak, oynatmak zor. Bu iş çözülene kadar gerekirse liglere ara verilmeli. Bu ayıp bir şey değil, İtalya neredeyse 3-4 senede bir böyle suçlamalarla karışıyor desek yanlış olmaz. Temizlik yaparken, evde karmaşa olmamalı, sonra yukarıda bahsettiğimiz kaos çok artabilir. Ya çok çok hızlı bir biçimde bahise karışan hakemler yargı kararını verene kadar Türk futbolundan ihraç edilsin ve süreç sonunda aklananlara iade-i itibar sağlansın ya da uzun sürecekse futbola ara verilsin.
Haberin Devamı ›
İletişimde kendi kendilerine hata yapanlar listesi bu hafta kabarık. Not almaktan yazının kendisini düşünemedim diyebilirim. Osimhen, Sergen Yalçın, Saadettin Saran…
Öncelikle sayın başkan ile başlayalım. Saadettin Saran, Galatasaray maçından sonra üstü kapalı bir şekilde asla yapmayacağını ifade ettiği tonda bir açıklama yaptı. 7 senedir tekrarlanan açıklama ve iletişim tonunun, bir nebze altında da olsa, benzerini gerçekleştirdi. Şu an kendisini ilk 6 ayında yaptığı veya yapacağı herhangi bir hatanın bağlayıcı olduğunu düşünmesem de, ilk tartışmalı pozisyon haftasında iyi bir sınav verdiğini söyleyemeyiz. Diğer yandan buna karşılık, Osimhen’in maç sonunda bir kanala verdiği röportajda, “rakibimiz yine ağlayacak” gibi söylemleri bir o kadar, hatta belki daha fazlasıyla büyük bir iletişim hatası. Profesyonel futbolcular elbette rakibe laf gönderme, camiayı savunma, takımı, hocayı savunma gibi durumla girebilirler. Doğaldır, ancak…Saygı çerçevesinden ayrıldığınız anda, bir sonraki benzer durumda, karşı taraftan saygı talep etme hakkınızdan vazgeçmiş olursunuz. Ne, şu an belki de dünyanın en formda forvetlerinden biri olan Osimhen’in bunlara ihtiyacı var, ne de ligde en yakın rakibiyle 5 puan, Avrupa’da da Liverpool’lu bir fikstürde 3 maçta 6 puan yapmış bir Galatasaray’ın buna ihtiyacı var.
Haberin Devamı ›
Gelelim son olarak Sergen Yalçın’ın hem maç önü açıklamalarına hem de maç sonu tercihlerine. Öncelikle Sergen Yalçın’ın geldiğinden beri, tahminen kulüpteki sorunlardan ya da göremediğimiz başka sebeplerde dolayı bir gerginliği ya da tam ifade edemediğim bir endişesi var. Bu da her zaman ekrana yansıyor. Bir de ruh halindeyken, Beşiktaş’ın en değerli oyuncusu Rafa Silva’yı medya önünde taraftarın önüne atmak, Beşiktaş’ın ve bence şu an kendisinin içinde bulunduğu sürece hiçbir katkı sunmayan, aksine zarar veren bir açıklama. Maç sonrasında da taraftarın önüne gitmesi, bence yine çok riskli bir hareketti ve sonrasına baktığımda da olumlu sonuç vermeyen bir yaklaşım oldu.
İletişim tarafında, kriz anlarında ya da tansiyon yüksek anlarda hata yapmak çok kolaydır. Bunları buradan eleştirmek de kolaydır ama Fenerbahçe başkanı ya da Beşiktaş’ın hocası veya Galatasaray’ın yıldızıysanız sizden de bundan çok daha iyisi ve fazlası beklenir…










