MENÜ

Çanlar Kimin için Çalıyor?

Abone Ol Google News

Ernest Hemingway’in meşhur kitabının adı zaman zaman özellikle bizim jenerasyonumuzda çok kullanılırdı. Şu an Türkiye’deki futbolun geldiği noktayı da çok iyi şekilde ifade ediyor. Kitabın konusu da az çok şu an ki durumumuza paralel. İspanya’daki bir iç savaşın ve bu savaşın anlamsızlığını anlatan kitap, çok rahat bir biçimde bize de uyarlanabilir. Normalde bu konuyla ilgili çok yazdım çizdim ama son gördüğüm bir içerik konuyla ilgili çok çarpıcı bir veriyi buraya taşımamı mecbur kıldı. Severek takip ettiğim Burak Manap, X’te çok enteresan bir The Athletic içeriği paylaştı. Önce inanamadım, sonrasında da Mark Carey imzalı haberi detaylarıyla incelemeye başladım. Tüm kulüplerin ve TFF’nin duvarına asması gereken görseli paylaşmak istiyorum öncelikle.

Haberin Devamı

Çanlar Kimin için Çalıyor

Yukarıdaki görsel, Avrupa’da yer alan en güçlü 20 ligi sıralamış. Sonrasında da rekabet açısından bir sıralama yapmışlar. İngilizler en güçlü lig olurken, en rekabetçi lig Fransa olmuş. Aslında bu içerik, Aston Villa dışında bir İngiliz takımının Nisan ayında Avrupa kupalarında yer almaması üzerine İngiltere merceğinde hazırlanmış. Dün Liverpool kendi kendine yarıştan eleyene kadar 3 takımlı yarışın devam ettiği ve bu zamana kadar ki en çok gol atılan sezonun yaşanmasına rağmen İngilizler özeleştiriye başlamış bile. Araştırmayı hazırlayan şirket liglere, takımlara ve yatırımcılara danışmanlık veren bir firmaymış, yani konudan habersiz işi sadece rakamlar olan bir istatistik firması değil. Haberin içeriğinde daha birçok detay ve veri var. Burada daha da detaya girmeye gerek yok. Bizim bu noktada çıkarmamız gereken acı ders veya öğreti ya da adına ne derseniz diyebilirsiniz, bu tablolarda, verilerde, makalede hiçbir yerde yokuz. Biz hala kendi iç savaşımızda boğulurken, gelişemezken, dünyayı yakalamayı çalışmak bir yana, tam sürat geri giderken, çanların kimin çaldığı çok aşikar. Bu konu sadece kulüplerin ya da federasyonun sorunu değil, bu sektörden para kazanan, ekmek yiyen, dolaylı yoldan iş, network, güç sağlayan herkesin sorunu. Hakemler, futbolcular, hocalar, yöneticiler, medya, say gelsin… Bu sezonu sağ salim kazasız belasız atlatalım, TFF seçimi bile beraber geçen haftada yazdığım gibi köprüden önceki son çıkışı değerlendirelim. Yoksa artık ülkelerin 1.ligleri ile değil 2.ligleri ile rekabet eder hale geleceğiz, bunu abarttığımı düşünebilirsiniz. Futbola, hakemlere, zemine, altyapıya, hocalara vs. bunlara nasıl baktığımız, 5-10 sene sonra nerede olacağımızı belirleyecek. Umarım çocuklarımız da bu güzel oyunu ülkemizde aynen bizim çocukluğumuzda yaşadığımız gibi yaşayabilir. Bu konuyla ilgili de hep son kez yazıyorum diyorum ama dayanamıyorum, bu sefer gerçekten son kez yazıyorum. Bundan sonra tamamen güncel, popüler konularla bu çarkın içinde devam edeceğim. Yeteri kadar kamuoyunun minicik bir parçası olarak elimden geleni yaptığımı ve tarihe not düştüğümü düşünüyorum…

Haberin Devamı
YORUM YAZ