MENÜ

Avrupa Süper Ligi – Yeni Gelmedi, Geri Geldi

Abone Ol Google News

Bir dönemi fena halde meşgul eden Avrupa Süper Ligi gündemi mahkeme kararının açıklanmasıyla adeta hayatıma geri geldi. UEFA’yı haksız müdahale yaptığının kararına varan mahkeme, Avrupa Süper Ligi’nin önünü açmış oldu. Bizim hayal edemeyeceğimiz seviyede lobinin döndüğüne emin olduğum şu süreçte, nasıl oldu da tekrar buraya geldik, çok enteresan.

Haberin Devamı

UEFA’dan bu yazıyı yazarken henüz bir hamle gelmedi, ne planlıyorlar hiç bilmiyorum ama sanırım futbolda da basketbol gibi çift başlı bir yapıya doğru gidiyoruz. Hangisi doğru, yanlış bilemem ama bildiğim tek şey, bir turnuvada karar kılınıp öyle hareket edilmeli yoksa zamanla ikisinin değeri de önemi de sorgulanır hale gelecektir.

Bir uyarı da bu format konusuna… Zaten UEFA’nın formatı tamamen değişiyor, Süper Lig de olursa o da yeni bir format, yeni neslin anlayıp heyecan duyabileceği bu kadar şey varken, kompleks bir futbol yapısı, ileride seyirci, pazarlama ve satış anlamında büyük sorunlar yaratır. Bir de bu sürece dahil olmayacağını açıklayan kulüpler bir bir açıklama yapıyor. Ekonomik olarak Perez’in vaat ettikleri inanılmaz güç olsa da, zamanla bunu kanıtlarsa belki U dönüşleri görebiliriz bu kulüplerden. Süreci merakla ve yakından takip edeceğiz…

Haberin Devamı

Bir Gün Yönetecek Kimse Kalmadığında…
Bu hafta oynanan maçlar, belki de hakemlik mesleği ve Süper Lig’in itibarı açısından en hassas olunması gereken maçlardı. Malum olaydan sonra oynanan ilk haftaydı ve yaşanabilecek her olumsuz olay belki 2-3 kat büyük etkiye sahip olabilirdi. Tam da böyle bir haftada, önce İstanbulspor sahadan çekildi, sonra da maç bitiminden 4 saat sonra Sivasspor, klasik ve artık söylenmesinin anlamı bile kalmayan “Kara Gece” tweetini attı. Halil Umut Meler konusu canımızı çok sıkmıştı tabi ama ondan sonraki ilk haftada sanki özellikle herkesin hassas ve dikkatli olması gereken bir zamanda şu iki aksiyon daha çok canımı sıktı. Hakemlerin ve futbolun üzerindeki baskıyı arttırmaktan ve futbolumuzu daha fazla dibe çekmekten başka hiçbir işe yaramayan bu eylemler bir son vermemiz gerekiyor artık.

Tamam kabul ediyorum, hakemler de iyi yönetmiyor, şikayet edilecek birçok unsur var onlara da kabul. Ama o zaman ben de şu soruyu sormak durumunda kalıyorum; madem herkes bu kadar mutsuz, futbol düzeninden şikayetçi vs. neden federasyon seçimleri yıllardır yapılmıyor, bir kişi belirlenip sorgusuz sualsiz devam ediliyor…

Ya da bence en net çözüm olan Kulüpler Birliği’nin futbolu yönetmesi neden hiç konuşulmuyor? Yine geçen haftadaki gibi, çok değer verdiğim birinden duyduğum önemli bir söz tam da buraya oturuyor; “Yakınma, Yekin”. Yani şikayet etme, gereğini yap, hareket geç. Bunu sadece bu dönem için söylemiyorum, yıllardır benzer bir senaryo var ve futbolseverlerin önünde oynanıyor. Bu tablo biraz daha sertleşti bu sene, daha radikalleşti.

Yumruklar, sahadan çekilmeler, yangına körükle gidilen mesajlar… Ne yapmak istiyorsunuz? Bir gün yönetecek kimse, oynayacak topçu, izleyecek taraftar kalmadığında ne yapacağız? Sorunlar yok demiyorum ama çözümü bunlar değil, ya değiştirin, sorumluluk alın, doğru yolu işaret edin ya da elde kalan son birkaç damla futbol tadımızı bozmayın…

Haberin Devamı
YORUM YAZ