Terim liderliğinde...

Haberin Devamı ›
Amrabat, Riera’ya yardım etmedi ve bu ikili maç boyunca anlaşamadı. İlk yarıda akıllarda kalan olay ise Selçuk ve Melo’nun saha içerisinde kısa süreli tartışmasıydı. Ancak ikinci yarıda öyle bir Galatasaray vardı ki sahada tüm tartışmalar unutulmuş, sadece galibiyeti düşünen bir Galatasaray... Kornerden gelen topa Burak kafayı vurdu, Lindegaard’ı çaresiz bırakarak golü attı. Bu sadece Galatasaray’ın değil, bir Türk takımının United karşısındaki üstünlüğünü ortaya koydu. Galatasaray şanssız bir golle 3-3 berabere kalmıştı 93 senesinde United ile... Bu maç sanki onun rövanşı gibiydi. United yedeklerle geldi deseler bile United her zaman United’dır. Sahanın yıldızlarından Welbeck tek başına Galatasaray savunmasına zor anlar yaşattı.
Her zaman söylediğim bir şey var. Teknik adamlar böyle maçlarda takımlarını cesaretlendirmeliler. Fatih Terim bir maestro gibi Galatasaray’ı yönetti, 1 dakika yerinde duramadı. Sir Alex ise sadece oturdu, bir kez bile kenara gelmedi. (Uzatmalara yaptığı itiraz haricinde) Galatasaray bu gruptan çıkamazsa onun hesabını kim verir bilemem ama sanırım yağmura takılan Cluj maçını hepimiz aklımıza getiririz. Galatasaray ikinci yarıdaki oyunuyla galibiyeti hak etti. Artık bundan sonrası son maçlara kalacak. Ben onların hesabını yapamam ama ikinci yarıda gördüğüm Galatasaray, büyük bir zevk verdi...