Arama

Popüler aramalar

Beşiktaş ve kongre anılarım

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ben doğduğum zaman (yıl 1954) babam yani ‘Baba Recep’ Beşiktaş’ın kaptanıymış. Böyle bir insanın oğlu ve Beşiktaşlı olmaktan dolayı da gururluyum. Geride bıraktığımız seçime katılmak için Londra’dan, İstanbul’a geldim.. Ve kongrede yaşadıklarımı ve tespitlerimi, sizinle paylaşmak istedim:

1. Kapıdan içeri girer girmez, Yıldırım Demirören’in eşi Revna hanıma kendimi tanıttım. Benim eşim, Beşiktaş maçı izlerken Demirören’e küfür edenleri alkışlayan Revna hanımı görünce ağlamaya başlamıştı. ‘Lütfen bütün Beşiktaşlılar ve anneler adına ondan özür dile’ demişti. Tabii kıramadım, ve ilk iş olarak Başkan Demirören’in eşine bunu ilettim.

2. Kongrede oy pusulalarının renginin neden sarı ve lacivert olduğunu anlamadım. Asıl önemlisi Beşiktaş Kulübü tarihinde ilk defa bir muhalefet lideri, bütün sandıklarda kaybetti. İnanması ve yorumlaması gerçekten zor bir durum.

3. Elinde büyüdüğümüz ve camiamızın amatör kümeye düşmesini önlemek amacıyla başkanlığa soyunan ve uzun sure bu şerefli koltukta oturan Süleyman Seba’ya üzülürek bir şey söylemek istiyorum. Ne yazık ki bugüne kadar kendisini bir santim geçen insanları birer birer Beşiktaş’tan uzaklaştırdı. Babam da buna dahil. Sayın Seba’nın, artık ‘karışma’ konusundan uzaklaşması gerekiyor.

4. Dünyadaki ilk patentli seyirci bizde olduğu için sevinmem mi yoksa üzülmem mi lazım bilemiyorum? Bildiğim tek şey, Beşiktaş kulübünü kendilerine masa yapan bazı insanlar, sahamıza futbol oynamak için gelen oyunculara, hakemlere ve onların başkanlarına ağıza alınmayacak küfürler ediyor. Bunlar Siyah-Beyazlı camiaya yakışmıyor. Bunu yapanların yerine, o tribünleri en iyisi yeşil alan yapmak lazım! Son olarak beni 35 sene sonra sanki hep İstanbul’da yaşıyormuş gibi bağrına basan tüm kongre üyelerine teşekkür etmek istiyorum. Formasını giydiğim ve kaptanlık yaptığım bu büyük ailenin bir ferdi olduğum için, ne kadar gurur duysam azdır.