Kaygı verici oyun!
Grupta oynanan son iki maç ‘’kazanma’’, ‘’kaybetme’’den çok bundan sonra Dünya Kupası’na gitme yolunda oynanacak iki maçın hazırlığı olarak düşünülmeli. Evet, hücum sorunları var takımın ve Bulgaristan yerleşimi bu sorunları iyice görünür kıldı ama iyi ki de böyle oldu. Tanımlı ‘‘klasik santrfor’’ olmadığından bu bölgede çözümü Kerem Aktürkoğlu’nda bulan Vincenzo Montella yanlış değildi şüphesiz.
Haberin Devamı ›
Ancak bu maç özelindeki Arda Güler ile Kenan Yıldız ikilisinin elle tutulur ‘’verimsizliğini’’ tersi çevirecek olan üçlününün diğer karakteri Oğuz Aydın da değildi sanki. O kanatta rakibi şaşırtacak pek bir şey yapılmamışken Kenan’ın ters kanatta olgunlaştırmaya çalıştığı pozisyonlar maçın en kıymetli anlarıydı denebilir. Oysa hazır ilgi Kenan üzerindeyken ters kanatta da ‘’sürpriz gol girişimleri’’ örgütlenebilirdi, olmadı.
Azalan bir takım!
İkinci devresi beklenenin çok altında kalan hücumda ise rakibin gruptaki yerine ve yapabildiklerine göre savunmada daha çok azalan bir milli takım! Devrenin en özel oyuncusu kaleci Uğurcan Çakır olduğuna göre üzerine düşünülecek şey hayli fazla.
Haberin Devamı ›
Neyse ki ilk maçta olduğu gibi Bulgaristan kendi kalesine gol atınca en azından ‘’ülke puanı’’ düzeyinde alınması gerekenler alındı. Doğrusu ya öğrenim ve ihtiyaçların tespit edilmesi açısından son derece öğreticiydi maç. Dünya Kupası için oynanacak eleme maçları için kaygı verici bulunabilir oyun. Ancak bu da futbolun ruhuna uygun düşmez. Çünkü ‘’zor maçları’’ oynamak görece kolaydır! Tıpkı bu maçta tersi olduğu gibi...










