Acı çeker gibi..
Fevkalade sıkıcı geçen ‘oyunsuz’ ilk yarının iki takım açısından da ilk nedeni ‘gol yememek’ olarak açıklanabilir. Ne var ki, oyuncuların adeta oynamaktan acı çeker göründükleri bu zaman dilimi biz, o saatin uykusuzları için çoktan gerçek anlamda ‘acı’ya dönüşmüştü bile. Son haftalarda toparlanmış görünen Fenerbahçe’nin bu halini epeydir ilk 11’de görmediğimiz Szymanski ile Talisca’nın saha içi varlığına bağlayacaklar olacaktır. Ancak takımın da bu ikiliye yardım etmeye çalıştığını söylemek de hayli zordu. İlk yarı boyunca alanını savunma dışında neredeyse hiçbir şey yapmadı Fenerbahçe.
Haberin Devamı ›
Plzen de uyandı
İkinci devre başlangıcı da ilkinin benzeriydi. Evet, ev sahibine göre daha çok pas yapıyor görünümündeydiler ama Tedesco’nun 60. dakikadaki üç değişikliğine kadar Viktoria Plzen kalesini uzaktan dahi göremediler! Yani bu devreden 15 dakika. Etti mi oyunsuz geçen 60 dakika! O andan sonra önce yeni girenlerden Duran kaleyi karşıdan yokladı ardından Fred çaprazdan dışarı vurdu. O saatte biz televizyon başındakilerin göz kapakları ağırlaşırken Fenerbahçe yeni yeni uyanır gibi olmuştu. Elbette bu uyanış Plzen’i de uyandırdı ve üst üste bir iki gol girişimi de onlardan geldi 75. dakikaya yaklaşırken. Hatta 78’de Adu’nun vuruşunda direğe takıldılar.
Haberin Devamı ›
Başladığı gibi bitti
Piyasa değeri olarak ev sahibinin 4 katı büyüklüğündeki Fenerbahçe, takımın iyilerinden Brown’un öne çağırmasıyla zaman zaman soldan yüklendiyse de çift haneli Euro piyasa değeri olan tek oyuncusu olmayan ev sahibi fiziksel yeterliliğiyle karşılık vermekte gecikmedi. Ve son anda Fenerbahçe lehine VAR’a çağırılan hakem kararında ısrar edip penaltıya hükmetmeyince bu geneli sıkıcı olan maç eskilerin deyimiyle ‘başladığı gibi bitti’










