Arama

Popüler aramalar

Forma aşkıyla zor

Abone OlGoogle News

Beşiktaş yönetiminin bugüne kadarki transfer politikasını nasıl buluyorsunuz ?

Haberin Devamı

Kulübün mali olarak büyük açmazda olduğu ve haliyle tasarruf politikası izlenmesinin kaçınılmazlığı herkesin malumu. Lakin bunu da doğru ve kabul edilebilir kavramlarla hayata geçirmek bir zorunluluk. Açıklamalarında “Taşın altına elimizi koyduk” önermesini cümle içinde geçirmeyen Beşiktaşlı yönetici yok gibi... Ve görülüyor ki, her adımda kıra döke iş yapma eğilimi -bu geçmişte de böyleydi - sanki kulübün genetiğine işlemiş. Kendileri gibi düşünmeyen ya da attıkları adımları onaylamayan neredeyse herkese kızıp köpürüyorlar. Bana öyle geliyor ki bu tarz fazlasıyla ‘kör uçuşa’ yol açıyor ve korkarım bu gidişin zararları ağır olacak. Düşünün gazeteyi açıyorsunuz ve Başkan Fikret Orman’ın ağzından “5 milyon euro versinler Quaresma’yı kendi arabamla Florya’ya götürürüm” türü bir haber okuyorsunuz. Başkanın ağzından verilen bu ifadeler tam tamına böyledir, değildir bilemiyorum ama bunu okuduktan sonra böyle bir oyuncuya kim 5 milyon euro verir? Bu tür haberlerin taraftar üzerinde yıkıcı etkisini de düşünmek, buraları da doğru yönetmek gerekir. Yoksa taraftarı sadece ‘genç’ diye daha düşük seviyedeki futbolculara sadece forma aşkıyla ikna etmek zordur.

Haberin Devamı

Samet Aybaba’nın oluşturmaya çalıştığı kadro hakkında düşünceleriniz neler ?

Beşiktaş’taki ‘alt yapıya, gençlere’ yönelme iddiasının bir mitolojiden ibaret olduğunu düşünüyorum. Bir kere o köprünün altından çok su aktı. “Tarih bir seferinde trajedi ötekinde ise ironi olarak tekerrür eder” derler... Ben bahsedildiği gibi gelişkin genç oyunculardan kurulu bir takım oluşturabilineceğinden ne yazık ki emin değilim! Evet geçmişte böyle bir örnek hayata geçirildi ve bence Beşiktaş’ın gerek mali gerek kültürel yapısına en uygun ve ısrar edilmesi gereken model buydu ancak bu yapı tarumar edildi. Üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçtikten sonra tekrar bu ipe sarılmak fazlaca ironik! Kaldı ki bu ağır yükü taraftarla ilişkisi pek hoş olmayan Samet Aybaba’nın kaldırabileceğini düşünmek de fazlasıyla iyimserlik gibi geliyor bana...

Beri yandan Aybaba tercihinde anlayamadığım şeyler de olmadı değil. Örneğin Başkan Fikret Orman, ‘Metin-Ali-Feyyaz ruhundan söz etti... Ne var ki takımın başına o dönemin ‘ileri üçlüsü’ yerine ‘geri üçlüsü’ Samet-Recep-Ulvi tercih edildi. Madem bir ‘ruh çağırma’ hadisesi söz konusuydu o zaman ‘ruh’un kendisi, yani Metin-Ali-Feyyaz ile çalışmaya gayret etmek daha doğru olmaz mıydı?

Beşiktaş’ın önümüzdeki sezon bu mali pozisyonda atması gereken adımlar nelerdir?

Ben maliyeden anlamam ama mali tabloda tasarrufun zorunluluğu açık. Bence ilk yapılması gereken şey, varolan borcun nerelerden ve kimlerden kaynaklandığını Beşiktaşlı kitleye tüm şeffaflığıyla açıklamak. Bu iki nedenle zorunlu görünüyor. Bir, yeni kaynak yaratmada gerçekçi adımlar atılması için... İki, kulübe, olanakları çerçevesinde destek olabileceklerin topyekün seferber edilmesinde... Yani taraftara, “Pamuk eller cebe! Kombine alın, forma alın, kulübe üye olun” diyebilmenin olmazsa olmaz koşuludur bu... İnsanlar gayretlerini, katkılarını aynı zamanda denetleyebilmeli ve kulübün yönetiminde söz sahibi olduklarını hissedebilmeli... Bu şunun için gerekli; eğer yöneticiler bir ‘Beşiktaş’ın marka değerinden söz ediyorsa ve söz konusu olan ‘bu değeri göstererek kaynak yaratmaksa’ takımın arkasına yığılmış milyonlarca insanı önemsemek gerekiyor. Çünkü, değeri yaratacak olan kazanılacak maçlar değil takımın arkasına yığılmış olan bu ‘homo economicus’ topluluğudur. Yani, bir kaç ‘suçlu adayına’ kızıp taraftarı sürekli kriminal bir topluluk gibi gösteren açıklamalarda bulunmanın ‘marka değerine bir faydası olmaz.

Haberin Devamı

Son olarak stat konusunda ne düşünüyorsunuz?

Eğer Başkan Fikret Orman, ‘Metin-Ali-Feyyaz ruhunun kurtarıcı ruh olduğunu düşünüyorsa bence Beşiktaş en az iki yıl ‘o ruhun kol gezdiği’ İnönü Stadı’nda, kendi taraftarının önünde oynamalı maçlarını. Oranın sevinci de üzüntüsü de bambaşka olacaktır. Ve sonra eğer stat yeniden yapılacaksa bu da tıpkı Fenerbahçe’nin yaptığı gibi taraftarının gözü önünde bölüm bölüm yükselmeli. Beşiktaş İnönü’den bir kaç yıl uzaklaşırsa korkarım toparlanması çok zaman alacaktır. Öte yandan diğer takım taraftarlarıyla yaşanacak olası gereksiz gerilimlerin de önü alınmış olur.