MENÜ

Özlenen derbi

Abone Ol Google News

Oyun kalitesiyle, taktik detaylarıyla, zaman zaman yükselen tansiyonuyla ve en önemlisi dramatik finaliyle son yılların belki de en unutulmayacak derbisi geride kaldı. Hem son anları hem de skoruyla 2012’deki Galatasaray-Fenerbahçe süper finalini hatırlatan bu maç, yine benzer bir sona sahne oldu. Galatasaray bu defa 2012’deki derbi kadar bariz bir üstünlük sergilemese de, yine de oyun olarak özellikle ikinci yarıda çok daha etkili olan ve pozisyonları bulan taraftı. Ancak Fenerbahçe’nin hem son zamanlardaki formsuzluğu hem de son yıllardaki derbi galibiyeti hasreti göz önüne alındığında, bu galibiyet biraz şanslı olsa da çok özel bir galibiyet.

Haberin Devamı

Üçlü savunmanın sonu mu geldi?

İlk 11’lerin açıklanmasının ardından Galatasaray daha beklenen bir takımla sahaya çıkarken, maç öncesi Fenerbahçe’nin ilk 11’ini sahaya yerleştirmek bile oldukça zordu. Aslında üçlü savunma kurgusunu böyle bir derbi öncesinde bozmak hem büyük bir risk hem de büyük bir hata. Özellikle Galatasaray gibi bekleri çok sorunlu bir takıma karşı, oyunu çok daha rahat genişletebildiğiniz ve rakip beklerin zayıflığından maksimum faydalanılabilecek üçlü savunma sistemlerinin tam da iyi işleyebileceği bir maçta, dörtlü savunmaya dönülmüş olması Vitor Pereira’nın üçlü savunma konusunda ne kadar tutkulu olduğu düşünülürse gelecek adına hiç de iyiye işaret değil.

Haberin Devamı

Başarılı rakip hazırlıkları

İki takımda aslında iyi bir karşılama oyunu planlamış, birbirlerinin eksiklerine iyi cevap verecek kontralar kurgulamış. Maçta son yıllardaki derbilere göre daha pozitif bir futbol olmasının en önemli sebebi de bu. Galatasaray’ın oyun kurma problemine yönelik Fenerbahçe’den ikinci ve üçüncü bölgelerde yapılan pres gelirken, Galatasaray Marcao’nun takıma katılmasından sonra bu sezon yaptığı en iyi iş olan kısa ve seri paslarla bu presi bir anda kırıp Fenerbahçe’nin bu sırada arkada verdiği boşluklardan yararlanmaya çalıştı. İki takımda aslında iyi şanslar bulsa da şansını değerlendiren Galatasaray oldu. Üçlünün sağ stoperi olarak oynamaya alışan Tisserand, yine o mevkide oynuyormuş gibi hareket edince Kerem bir anda demarke bir şekilde kaleciyle karşı karşıya kaldı ve gol de kaçınılmaz oldu. Gol dışında da savunmada oldukça fazla sayıda yerleşim hatası yapan Fenerbahçe’nin, rakibine 2 gol beklentisi vermesine rağmen 1 gol yemiş olması Kim ve Berke’nin gününde olmasıyla açıklanabilir.

İki takımın da çözülmesi gereken sorunları var

Maç öncesi beklendiği gibi iki ekip de karşılama oyunlarını oldukça iyi oynarken toplu oyunlarda sıkıntı yaşadı. Üç golün tamamı kazanılan topların rakip kaleye hızlı bir şekilde iletilmesi sonucu geldi. Ancak iki takımın da oyun anlamında geliştirmesi gereken yönleri var. Galatasaray’ın Morutan’ı Feghouli’nin yerine çekip, Halil’i ileri üçlünün sağ tarafında yine sahte forvet rolünde oynattığı, en uçta da Mostafa ya da Diagne ikilisinden birini kullandığı bir sistemde daha başarılı bir oyun elde edebilir. Gerçek bir santraforla oynamanın verdiği skor katkısı, ileri uçta top tutabilme, fiziksel mücadele gibi avantajlardan faydalanırken, aynı zamanda Halil’in şu an getirdiği dinamizmi sahaya yansıtabilir. Fenerbahçe tarafında ise kadro, sezon başında tamamen üçlü savunma oynayacak şekilde kuruldu. Bek rotasyonunda oynayabilecek oyuncular hem nitelik hem nicelik bakımından eksik olduğundan bu sistem sürdürülebilir değil. Ayrıca şu ana kadar kazanılmış oyun alışkanlıklarının sezon ortasında değiştirilmesi yine negatif sonuçlar doğurabilir.

Haberin Devamı

Bu mağlubiyet bir derbi mağlubiyeti olması açısından Galatasaray tarafı için olumsuz olsa da oyun anlamında gelecek adına kaygı verici değil. Fenerbahçe içinse bu galibiyete son zamanlardaki negatif havayı dağıtacak bir kıvılcım gözüyle bakılabilir. Saha dışındaki faktörlerden çok saha içine odaklanan ve taktiksel anlamda kendi hocasını kısıtlamayan bir Fenerbahçe için bu galibiyet, önümüzdeki haftalarda alınacak sonuçların çok kritik olacağı dönem öncesi yeni bir form durumunun mihenk taşı olabilir.

YORUM YAZ