MENÜ

Nereye kadar Gomis'le

Abone Ol Google News

Transfer döneminin şampiyonlarından Galatasaray üç haftada altı puan almayı başarsa da bu puanların dördünü Gomis’in bireysel çabasıyla almış olması ve saha içindeki yetersiz oyun planı, Galatasaray’ın daha kat etmesi gereken çok yolu olduğunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Ümraniyespor’un planı

Ümraniyespor ilk üç haftada bir puan alabilmiş olsa da ligin iyi sistem takımlarından biri olacağını gösterdi. Gerek Fenerbahçe gerekse Galatasaray maçlarında kurguladıkları cesur pres oyununu iki maçta da farklı şekillerde sahaya yansıtarak aslında sıradan bir takım olmayacaklarını gösterdiler. Bu anlamda Türk futbolunun Recep Uçar’la birlikte yeni bir potansiyelli teknik direktör adayı kazandığını söylemek gerek. Galatasaray maçına da bir o kadar iyi hazırlanmış ve Galatasaray’ın eksikleri üzerine iyi kurgulanmış bir oyunla sahadaydılar. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe maçının aksine bu hafta dar bir 4-3-3 kurgulamışlar. Özellikle Torreira’nın oynadığı denklemde geriden top çıkarırken gerideki ana üç oyuncu olan Abdülkerim-Torreira-Nelsson üçlüsünü üç oyuncuyla kapatarak oyunun buradan kurulmasını engellediler. Yine bir arkadaki üçlünün de aynı darlıkta merkezi kapattığını ve burada 6 kişiyle bir sayısal avantaj kovaladığını gördük. Bu sayede Galatasaray’ın oyunu kanatlara yönlendirmesi ve bekler üzerinden çık(ama)masını istediğini gördük. Ümraniyespor genel planı aslında van Aanholt ve Boey’in ayak kalitesinin kötü olması üzerine kuruluydu. Bu planın genel olarak çalıştığını söylemek mümkün.

Haberin Devamı

Galatasaray nasıl karşılık verdi?

Ümraniyespor’un maç önündeki harika hazırlığına rağmen Galatasaray’ın hem ana plandaki eksikliği hem de oyuncular arasındaki uyum sorununun bariz olması, aradaki kadro kalite farkının kapanmasına sebep oldu. Bu da Galatasaray’ın oyun üstünlüğünü almasını ve maçı kolay bir şekilde kapatmasının önüne geçti. Ümraniyespor oyunu beklere yönlendirdikçe Galatasaray bu oyuncuların pas kalitesindeki yetersizlikten dolayı bir türlü rakip sahaya yerleşecek şekilde oyunu ileri taşıyamadı. Özellikle ilk yarıda çok daha organize görünen ve del Valle’nin ayağından organize gelişen bir net gol pozisyonunu da harcayan Ümraniyespor, topa daha az sahip olsa da maç öncesi planladığı ikinci bölgede kazanılan toplarla hızlı hücumları yapmayı başardı. Bireysel yetenek anlamında biraz daha iyi olsalar Galatasaray’ın neden kaybettiği üzerine konuşuyor olabilirdik. Özellikle ilk yarıda Okan Buruk’un hiçbir şekilde rakibe cevap veremediği düşünülürse hocanın oyun kurulumu üzerine çok fazla çalışması gerekiyor. İkinci yarıdaysa Mertens’in girişiyle birlikte aslında oyun düzeninde çok bir değişim olmasa da Ümraniyespor oyuncuları üzerinde bir baskı oluştuğu kesin. Kondisyonlarının da biraz düşmesiyle birlikte oyunlarının bir seviye geri gitmesi, Galatasaray’ın ilk yarıdaki sorunlarının azalmasını sağladı. Recep hocanın da bu sebeple önce iki kanadını sonra orta saha merkezindeki iki oyuncusunu aynı anda değiştirdiğini gördük. Fizik kaliteyi artırmak adına iyi hamleler olsa da zaten arada büyük fark olan kadro kalitesinin daha da düşmesi, Ümraniyespor’un sahada yansıtmak istediklerinin önüne geçti. Böylece Galatasaray’ın ikinci yarıda oyunu rakip yarı sahaya daha iyi taşıdığını ve burada etkinlik gösterdiğini izledik. Ancak bireysel yetenekler dışında pozisyon üretiminin neredeyse sıfıra yakın olduğunu gördük. Galatasaray’ın oyun kurgusunu veya hücum şablonunu anlamak bu noktada çok da kolay değil. Üç maçta sadece iki gol atarak 1-0’la iki maç kazanan ve bunları da Gomis’in bireysel yeteneğiyle bulan Galatasaray nereye kadar Gomis’le maç kazanabilir? Gomis’in yerine de bir golcü düşünüldüğü de göz önüne alınırsa çok fazla değil. Bu transferler sonrası yükselen beklenti düşünüldüğünde Okan Buruk’un ivedilikle takımın hücum şablonunu ve oyun kurulumunu belli bir aşamaya getirmesi elzem.

Haberin Devamı

Bireysel form düşüklükleri

Birçok transfer yapan Galatasaray’da oyunculardan optimum düzeyde verim alındığını söylemek zor. Oyun şablonunun oturmamış olması bunda önemli etken ancak bireysel anlamda bakıldığında da form düşüklükleri göze çarpıyor. Abdülkerim’in sürekli kritik pas hatası yapması Marcao’nun yerine gelmiş olmasının yaptığı baskısını gösteriyor. Seferovic’in girdiği net pozisyonda gol vuruşunu yapmaması, Oliveira’nın kalitesinin çok altında basit top kayıpları, Kerem’in merkeze yakın oynamaya başlamasının ardından oyunda kaybolması, Mertens’in en uçta olmamasından dolayı oyununun geriye gitmesi ve bunların bu kadar bariz görünmesi aslında oyun planının zayıflığından kaynaklanıyor. Bu sorundan etkilenmeyen hatta bu sorunun üç puana mal olmasını engelleyen isimse ilk maçı olmasına rağmen takımın açık ara en iyisi Torreira’ydı. Galatasaray’ın bu sezon başarılı olup olmamasında kilit rol üstleneceği net bir şekilde görülüyor.

Haberin Devamı
YORUM YAZ