Yaşamaktır aslolan gerisi yalan dolan

Haberin Devamı ›
Simgesi Taksim gibi görünüyor ama, orası da sadece bir kulübü temsille yetinmeyecek kadar kozmopolit yapıya sahip. ‘Hakaret olarak algılamış bazı Galatasaraylı dostlar, Fenerbahçeli ve Beşiktaşlılar’dan geri olduklarını söylediğimi sanmışlar! Bir internet sitesinin forumu mu, morumu mu her neyse, orada tartışılmış ve bana epeyce giydirilmiş. Boşa değilmiş kulak çınlamalarım meğer! Haberini Moda’dan komşum avukat Hikmet’ten aldım. Ayaküstü sohbet sırasında ‘Abi’ dedi, ‘Forumda bizimkilere karşı seni ben korudum.’ ‘Sağol Hikmet’ dedim ama üzüldüm de... Ben ne diyorum, bazıları ne anlıyor, o bakımdan. Düşünün, bir de ara sıra Todori’ye gidip Fenerbahçeli dostlarla nefis akşam yemeklerinde buluşmalarım duyulursa neler olur! Bu arada Fenerbahçe Yönetimi’nin de kulağına gitmez umarım bunlar, Todori’ye girişim yasaklanır maazallah!***Galatasaraylılar’la sohbetlerimizde yeri geldikçe hep söylerim, ‘Gün oldu Bağdat Caddesi’nde, gün oldu Kazan’da bira-patates kızartması ziyafeti sonrası Beşiktaş-Ortaköy arasında turlayıp şampiyonluk kutlamalarına eşlik ettim Beşiktaşlı, Fenerbahçeli dostlarımın... Garip karşılanırdı bu davranışım, hala da öyle ya... Bunun neresi garip, bana da bu garip geliyor açıkçası. Eşim Fenerbahçeli yahu en başta. İlişkim olan insanların büyük bir bölümü de Galatasaraylı değil ayrıca, ama öyle başka değerleri var ki, uğruna ölünesi türden. Üstelik işin ucunda ucuzundan eğlence var, hiç kaçırır mıyım bir Tekirdağlı olarak!***Evden ender çıktığım gecelerden biriydi. Dostlar Kadıköy’deki Denizatı mekanına davet etmiş, icabet göstermemek olmaz. Kalktık gittik. Saatler ilerledikçe coştuk doğal olarak. O anda mekanın müdürü Orhan kardeş, “Abi yazılarını dikkatle okuyorum. Ama biz Galatasaraylılar sana ‘ikinci Hıncal Uluç’ diyoruz biliyor musun” sözleriyle limon sıkıverdi koyvermişliğimize. ‘Estağfurullah, Hıncal Uluç olmak o kadar basit mi’ diyecektim ki, bunu bir hakaret olarak söylediğini cümlenin başındaki ‘ama’ dank edince farkettim! Ve o saatten sonra, ‘pek çok konuda’ eleştirdiğim Hıncal Uluç’un meslekteki hakkını teslim etmek bana düştü.’ Oysa Hıncal usta sık sık kendini anlatır sütunlarında, gözlerinden kaçmış olması mümkün değil. Galiba şöhretle inandırıcılık aynı paralelde yürümüyor, ne dersiniz!