Rijkaard 1-0 öne geçirdi

Haberin Devamı ›
Henüz İstanbul’a ayak basmadan Rijkaard hakkında Fanatik WEB TV’de yaptığım ‘öncelikli olarak taraftara şirin görünme hamlesi’ şeklindeki yorumum oldukça tepki aldı. Katılan da oldu, katılmayan da... Katılmayanlar, hüsranla sonuçlanan bir sezonun ardından hiç olmazsa yenisine umutla bakmak isteyenlerdi. Haklılar da... Diğer grup ise, benim gibi bu tercihi sorgulamayı yeğlemişlerdi, yeni bir Gerets, Skibbe, Korkmaz skandalı yaşanmasından endişe duyarak!
Rijkaard, yaşı yaşıma, boyu boyuma uygun, Cruyff’tan sonra futbolda yeniden Hollanda ağırlıklı günlere dönüşümün adıdır aslında. Ne futbolculuğuna ne teknik adamlığındaki başarılarına itirazım olabilir. Benim itirazım, Adnan Polat ve ekibinin tutarsızlığına... Son dört teknik adamı kendi yönetimi ve futbolcuları tarafından bile eleştirilmiş bir takıma, yönetimin verdiği tüm mesajların tamamen zıttı olarak yine son tercihlerin ‘yaklaşık’ bir benzeri getiriliyorsa, burada durup düşünmek gerekirdi, ben de öyle yaptım!
Ve sonra birileri çıkıp da "Vay be, nasıl da saman altından su yürütmüşler, Rijkaard'ı kimse tahmin edemedi" diye medyayı ti'ye almaya kalkışmasın lütfen. Böylesine ne yaptığını bilmez bir yönetim hamlesi olursa, Rijkaard'ı ıskalamak değil, asıl doğru tahminde bulunmak 'attım tuttu' olur! Tabii yönetimin en tepesindeki 'ayrıcalıklı' iki-üç isim kuşunuz değilse!
Başarılar anlıktır futbolda... Bakmayın siz Fatih Terim ve Galatasaray’ın hâlâ 2000’lerde kalmasına... Bu toprağın insanına özgü bir davranış biçimi olsa gerek bu. Yoksa senede bir kez anmalarla geçiştirilmesi gereken bir sonuçtur artık. Tıpkı Rijkaard’ın geçmişte sahip oldukları gibi. Ama artık bugün ve dün çok gerilerde kaldı! O nedenle Rijkaard kendini tazelemek, Galatasaray da yeni ufuklara yelken açmak zorunda hissediyor kendini. Ve yine o nedenle Fenerbahçe, başkanının koyduğu üç yıl üst üste Türkiye şampiyonluğuna uygun Daum’u getiriyor. Ve o nedenle ‘ille de Avrupa’da’ diye yırtınan Galatasaray’ın tercihi ise Rijkaard oluyor. Bunu da ıskalamıyoruz elbette! İşte bu nedenle, kariyeri, karizması ve hücum futbolu tercihiyle ezeli rakibi karşısında daha sezon öncesi 1-0 öne geçti Galatasaray! Puanı yok belki bu golün, ama psikolojik getirisi fazla!