Nerede bu yıldızlar!
Bazı çok bilmişler transferlerin neden ağırdan alındığını sorup duruyor. Nerede bu dünya yıldızları gibisinden, aslında ‘yanıtı içinde olan ütopik’ sorularla taraftara şirin görünmeye çalışıyorlar. Nerede olduklarını bilmiyorlar sanki yıldızların... Barcelona’da, Real Madrid’de, Milan’da, İnter’de, Chelsea’de, Manchester’de vs... Bir kısmı da halen Güney Afrika’da işte! Aç televizyonunu izle...
Haberin Devamı ›
Alınabilen ‘çıtır’ yıldızcıklar ya da yalvararak peşinde koşulan kaprisli/bunalımlı ‘kaşarlar’, en iyimser olarak da ‘ait olduğu yerde tutunamadığı tescillenen, ama milli takımı için oynamak zorunda bırakılanlar’ı ne kadar parlatırsan parlat, yıldızların pırıl pırıl parlayanlarına ulaşamazsın, bu kadar basit... Hele bir de Avrupa vitrinine çıkmışlarsa!.. Elini yakar sıcaklığı, kör eder ışığı... Alsan da söner gider ya da... Neden mi?
Para desen, bir yere kadar yeter. Hadi ‘yetti’ diyelim, liginin kalitesi ortada... Taraftar profili yaka silktiriyor... Futbol yazarın iki kelimeyi yanyana getirmekten aciz, getirebileni de dağarcığına nokta ekleyemiyor yıllardan bu yana... Yaşadığın ülkenin her anlamdaki sorunları, şehirlerdeki sosyal yaşam, FIFA’lık nice dosyanın içeriği, soyunma odası basan despot başkanlar... Bunların yanında omuzlarda getirilenlerin nasıl yollandığı da ortadayken... Üstelik dünyanın gözü önünde yaşanıyorsa tüm bunlar... Al da görelim, derler adama!
Haberin Devamı ›
Alabildiğin ‘çıtır’ veya ‘kaşar’ ya da ‘mecbur’larla bile ne şartlarda sözleşme imzaladığın gün gibi ortadayken... Ve tüm bunların yanında tek avantajın, utanç vesikası olan vergi kıyağın ise futbolcuya ve kulüplere... Sormayın artık bu soruyu, nerede yıldızlar diye... Dünya dönüyor ama, yıldızlar yerinde dursun bırakın. O ‘gerçek yıldızları’ alabilmek için önce değişim gerek, gelişim yönünde olmak kaydıyla tabii!
Tüm bunları geçtik bir kalemde diyelim. Hani bilmez misiniz ki, Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nın düzenlendiği yıllarda transferler hep gecikir. Oralarda boy gösterenlerin fiyatı katlanır ya da azalır! Futbolcu da, kulüpler de, menacerler de beklemeyi yeğler!
Hadi basmadı kafanız bunların hiç birine... Kulüplerin içinde bulunduğu borç batağından da mı bihabersiniz. Ya da UEFA kriterlerinden! Hepsi bir yana diyelim bir kez daha... Gelseler ne olacak ki... Savunma futboluna prim tanıyan, her türlü sertliği ‘futbolun gereği’ olarak allayıp pullayan, kazan da nasıl olursa olsun ilkesine bir matah gibi dört elle sarılan, takımların başarısını attığı gollerin fazlalığıyla değil de, yediği gollerin azlığıyla taçlandıranların dünyasına...
Ne alacak güç var, ne albenili bir ortam... Hâlâ sormayın bari, nerede bu yıldızlar?