İnadına Skibbe inadına Sezgin

Haberin Devamı ›
2000’den sonra belki de en ‘umutlu’ günlerini yaşayan Galatasaray’ı, Skibbe üzerinden Adnan Sezgin hedefli yıpratma çabalarına tanık oluyoruz. Bir futbol yorumcusunun bundan ne gibi bir çıkarı olabilir! Daha doğrusu, bir futbol yorumcusu bundan ne medet umabilir ki! Kritik ne amaçla yapılır ya da! Yanıt bekleyen soru budur!
Bunca borç ve moralsizliklerle geçen yılların ardından stat olayı, sponsorluk anlaşmaları, şirketleri-mirketleri birleştirme adımları, Riva, Florya, Büyükçekmece projeleri, camiayı heyecanlandırıp rakiplerin sinirini bozan transferlerin gerçekleştirilmesi mi rahatsız ediyor acaba birilerini! Tünelin ucunda ışık görünmüyor sadece, neredeyse pırıl pırıl parlayan güneşli alanlara çıkış söz konusuyken hem de, onların tek sorunu hâlâ ve tek, Skibbe kamuflajlı Adnan Sezgin! Tek sorun Skibbe olsa keşke, Cevat hoca ne güne duruyor yahu!
***Geçen yıl başlatılan yeniden yapılanmanın gençleştirme ayağından, bu sezon deneyimlilerin katılımıyla ‘yeni yüzlerle’ bir takım olma aşamasına geçiliyor. Bundan sonrası bingo! Biraz dişler sıkılacak, o kadar. Yok efendim Skibbe ile bu iş olmazmış. Ne yaptı ya da yapmadı ki ‘henüz’ bu adam. Bir takım sakat, bir başka takımla yola devam ediliyor. Yabancı damat olması mı ağrına gidiyor birilerinin acaba! İnanın bana tek neden bu bile olabilir saldırıların!
***
Aslında Adnan Polat’ın önünde yapması gereken iki şey var. Birinden birini tercih edecek. Ya tüm bu ‘çok bilenleri’ Skibbe ile bir canlı yayında futbol konulu tartışmaya çağıracak ‘bilirkişiler gözetiminde’, ak-kara ortaya çıkacak böylece. Ya da o ‘mükemmeliyetçi vasatları’ yok sayarak opsiyonu hemen bugün devreye sokup, ‘Sonuç ne olursa olsun önümüzdeki sezon da hocamızla beraberiz, aha bu da kapı gibi resmi sözleşme. Patron benim, camianın isteği de bu yönde’ mesajını verecek. Başka yolu yok bunun. Aksi takdirde piranha gibi yiyecekler hem Skibbe’yi hem de Galatasaray’ın geleceğini. Adnan Sezgin’e diş geçiremeyecekleri aşikâr. Çünkü Adnan Polat arkasında... Haaa, Adnan Sezgin’in yasadışı bir olayını getirip koyarsın belgesiyle ortaya, onu anlarım. Ama ‘sana göre öyle, bana göre böyle’lerle kelle avcılığına soyunmak hiç etik değil!