‘Gün doğdu hep uyandık...'
Haberin Devamı ›
Türkiye’nin en anlamlı, sevdalı taraftarını, İnönü Stadı’nın tribünlerini dolduranlar oluşturmuştur diye düşünmüşümdür daima.Açtıkları pankartların, haykırdıkları tezahüratların, hep anlamlı bir yanı olmuştur çünkü. Hoşgörü üst düzeydedir, mütevazılık da... Duyarlılıkları ve aşkları mükemmele yakındır. Karşılıksızdır sevdaları, yine de bazen beklerler ki, sevgilileri değer bilsin! Biraz samimi, küçücük bir tebessüm yaratsın dudaklarda, onlara yeter. Ama sevgililerinden bunu bile göremedikleri zaman öyle tepki gösteriyorlar ki, Beşiktaş adına intiharla eşdeğer türden!Yine Sartre, “İntihar kaçış değil, reddediştir” der. Beşiktaşlılar da, kendileri dışındaki futbolun diğer aktörlerinin umursamaz tavırlarını kabul edemez ve bu yaklaşımı temelden reddederler bazen. Böylesine büyük sevmenin, böylesine de büyük aldatılmışlık hissine kapılma karşılığı olur sonuçta.***‘Gün oldu, hep uyandıkstatlara dayandık;Beşiktaş’ın uğruna dabayraklara dolandık’ diye bağırmaya başladıklarında ‘eyvah’ demek gerekir hep. Bu bir işarettir çünkü. İntihar öncesinde açığa çıkan öncü nitelikli bir haykırıştır, öyleyse eylem de yakındır! Çünkü 1980’lerden önce, hemen her gün Gündoğdu Marşı eşliğinde yürüyüşlere bizzat tanık oldum. Büyüsünü bilirim yakından!‘Gün doğdu hep uyandık Siperlere dayandık; Bağımsızlık uğruna da Al kanlara boyandık...’ diye başlanırdı ilkin... Kalabalıkları derinden etkileyen, başkaldırıya bir davetti bu. Ve ardından olaylar çıkardı, hem de aynı gösteriye katılan ama ‘farklı’ olanlar arasında! İnönü’deki sevdalılar gibi, sadece sevdalara zarar verilirdi! ***Beşiktaş tezahüratı ile devrimci marş arasındaki bu benzerliğe dikkat çekmek istedim! Hani Beşiktaş’ın geleneksel bir duruşu olduğundan söz ederim ya bazen... Sevdası büyük olan... Emeğin yanında yer alan... Haksızlığa, ihanete, gözünü karartıp isyan bayrağını açan... O bakımdan!Bir de tabii uyarı bakımından... Hariçten gazel okumak gibi algılanabilir bu sözlerim. Ama unutulmamalı ki, ‘sırf bu duruşu’ nedeniyle pek çok başka takımtaraftarının bir yanı da hep Beşiktaşlı’dır, en azından belli bir yaş grubunun... O nedenle Beşiktaş taraftarı, bu önemli ayrıntıyı bir an olsun bile unutmamalı, bazı değerler adına parçalanmamalı ve ‘pırlanta gibi kültürünü erozyona uğratan’ davranışlardan özenle uzak durmalıdır! Yenilgiler galibiyete, kaçan şampiyonluklar kazanılana dönüşür elbet, ama ya yitirilen Beşiktaşlılık değerleri ve kardeşler arasında ekilen nifak tohumları geri gelir mi sanıyorsunuz!