Galatasaray'da ne değişti?
Haberin Devamı ›
Galatasaray’ın futbolunda ilk yarının son haftalarına doğru yaşanan iyileşmenin altında yatan nedenler çok açık. Zaten böylesi bir gelişmeyi kendi adıma bekliyordum. Öncelikle uyum süresi aşılmaya başlandı. Orta sahanın kilit isimleri iyileşip birer-ikişer takıma dönünce, savunmanın sırtındaki yük hafifledi. Forvetteki doldur-boşalt anlayışı, yerini ısrarla sıfıra inme ve ikili ya da üçlü oyunlara terk etti. Enine oynama değil, ileriye doğru hızlı hücum felsefesi, düşünceden uygulama aşamasına ulaştı. Tüm bunlar da, futbolcuların fizik ve nefes açısından güçlenmesiyle gerçekleşti. Demek ki, Skibbe’nin iyi çalıştırmadığı tezi safsatadan öte bir şey değilmiş.
Zaten rakiplerine oranla kaliteli bir kadroya sahip olan Sarı-Kırmızılılar’da hâlâ aşılması gereken bir nokta var; istikrar. Bu sağlanana kadar inişler ve çıkışlar yine olacaktır. Gidişat iyi yönde, ama kimse bu takımdan sürekli başarı gibi bir mucize beklememeli. Çünkü aşırı beklenti, en küçük bir sapmada ‘travma’ya neden olur ve çok ağır sonuçlar doğurur.
Teknik ekip ve yönetimin, bu sezon pek fazla forma şansı bulamayacağı belli olan bazı genç futbolcularını, sürekli oynayabilecekleri Sivas, Kayseri gibi sistem takımlarına kiralaması en akıllıca yol olur. Sivasspor’un başarıya aç hocası Bülent Uygun, Aydın Yılmaz’a kucak açıyor, bu fırsat kaçırılmamalı. Bu, Servet Çetin ile başlayıp, Mehmet Yıldız ile süreceğe benzeyen iki kulüp arasındaki iyi ilişkiler açısından çok önemli bir adımdır. Üstelik geçmişte Ersun Yanal’ın Arda’ya ve Galatasaray’a kazandırdıkları da ortadayken.