Arama

Popüler aramalar

Galatasaray nereye koşuyor?

Haberin Devamı

Bir şeyler oluyor Galatasaray’da, ama ne? Alınanların özelliklerini, eskileri kullanma farklılıklarını ortaya koyarsak, önemli değişimin ip uçlarını yakalayabilecekmişiz gibi geliyor ilkin. Örneğin, Nonda’nın futbol karakteristiğine baktığımızda bir Drogba ‘andırmasından’ söz edilebilir pekâla. Bununla beraber, Hasan Şaş’ın sağ bekte denenmesi önemli. Arda’nın, 4-4-2’de yedek soyunmaya mahkum olması konusu mesela, kabul edilemez. Çünkü Arda, kolay vazgeçilebilecek bir değer değil.
Ama 4-4-2’de 2’nin biri Nonda, diğeri Hakan ya da Ümit olur. Savunma zaten belli. Orta saha da öyle; form durumlarına bakılırsa, sakatlık ya da ceza olmadığı takdirde Sabri-Linderoth-Lincoln-Ayhan. Yani Hasan ve Arda yok, o zaman sorun var!
Ama 4-4-1-1 olursa! Önde Nonda, arkasında Lincoln! Orta sahada çok yönlü Sabri-Ayhan-Linderoth-Arda; savunmada yine çok yönlü Hasan şaş-Song-Servet-Volkan! Bu kez de Hakan ve Ümit yok. Ümit, adı Fenerbahçe ile anıldığı andan itibaren pekçok bakımdan tükenmeye yüz tuttu. Hakan için ise hiçbir sorun yok, çünkü değişime uyum sağladı bile, her zamanki gibi.
1. Terim dönemindeki savunma kanatlarının hücumcu özellikli isimlerden kurulduğu belleklerdeyken henüz...
Hasan ile Volkan, kanat savunmacısı olarak fena düşünce değil sanki. Vuran, savunan, hücum eden... Orta sahayı oluşturan isimlerin de iki yönlü olduklarını ve bu doğrultuda eğitildiklerini düşünürsek... Sabri’nin zaten bu işlevi var, lafımız Arda ve Hasan için... Hangisinin hücuma katılacağı, hangisinin savunmada kalacağı belli olmayan 4 kenar adamı söz konusu yani, içeriye de dalabilen aynı zamanda, adam da eksiltebilen! Eh, Nonda kaleye sırtı dönük de oynar, kenarlara da açılır... Kafa golü var, şutları da, sürati de... Fizik ve kondisyon olarak güçlü ve savunmaya yardımı da söz konusu, Kaan Bora öyle diyor!
Alt alta mı koyarsınız, üst üste mi dizersiniz bilemem.
Cim Bom’un ilk haftalardaki temposuna bakıldığında, 90 dakika olmasa da oyunun belli bölümlerinde üst düzeyde, şimdilik! Chelsea modeline doğru gidişat sezinlemekteyim açıkçası! Çok adamla saldıran, uzaktan vuran, kanatları kullanan, bireysel yeteneklerini ön plana çıkartan, hücum presle rakibe soluk aldırmayan, akın sırası rakibe geçtiğinde herkesin topla kalesi arasına geçmeyi olmazsa olmaz kabul eden...
Ama aklıma şöyle bir soru da takılmıyor değil; Chelsea modeli düşüncesi olsaydı eğer, o zaman Nonda son değil, ilk transferi olmalıydı Galatasaray’ın. Haydi hayırlısı!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’4 büyükler!‘’

02 Eylül 2007, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI