MENÜ

Fenerbahçe nefreti!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray-Beşiktaş derbisi öncesinde ‘Fenerbahçe nefreti’ başlığını görünce ‘ne alâka’ diyebilirsiniz belki. Ama pazar akşamki maç hakkında bir öngörüde bulunmak için dürüstçe bu saptamayı yapmak gerekir. Genelde, aralarındaki maçlarda Fenerbahçe ‘skor’, Galatasaray ise ‘oyun’ olarak öne çıkmıştır. Ama bu ‘oyun’, Sarı-Kırmızılılar adına en iyi olduğu dönemlerinde bile ‘hüsranla’ sonuçlanmıştır. Bunun en büyük nedeni, ‘karşı taraf milislerince’ maç öncesi ‘bilinçli olarak’ oluşturulan gergin ortam ve güçlü nefret duygusudur. Bu durum Galatasaray’da akıl tutulmasına neden olurken, Fenerbahçe ise, bunu ‘özellikle travma geçirdiği dönemlerde’ camia olarak bir yöntem olarak hep başarıyla uygulamaktadır!
Ancak Beşiktaş ve Galatasaray adına, ‘iki kulüp taraftarları arasındaki yaşanan bazı kriz dönemleri dışında’, ‘nefret edilen değil, yenilmesi gereken rakip’ ilişkisi söz konusudur. Ortam daha sakin, şartlar futbol oynamaya daha elverişlidir bu nedenle. Bu da, ‘itiş-kakış’tan farklı olarak ortaya daha seyredilebilir 90 dakikalar çıkarmaktadır. Şunu da söylemek gerekir, bu tür nispeten dingin ortamlarda oynanan maçlar, kâğıt üzerindeki favori için de bir avantajdır. Ve bu nedenle de, Galatasaray-Beşiktaş derbilerinin sonucu önceden daha bir kestirilebilir olabilmektedir.
Galatasaray’ın genlerinde bulunan, Beşiktaş’ın ise Mustafa Denizli ile hatırladığı hücum ağırlıklı futbol, pazar akşamına damgasını vuracaktır. Gerek kadro kalitesi ve genişliği, gerekse bir başına skoru çevirebilecek kapasitedeki yıldızlarının form durumu nedeniyle ev sahibi bir adım önde gözükmektedir. Ama iki takım açısından da bol pozisyonlu bir mücadele olacağı kesin, tabii 90 dakika 11’e 11 tamamlanabilirse.
Galatasaray’ın, ileride gereksinim duyabileceği ikili averajı da düşünerek ‘skorlu’ kazanmak zorunda olduğu maçın gidişatını daha çok Mustafa Denizli’nin tercihleri belirleyecektir. Denizli, şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin 17 ve 18. haftalarda aralarında oynayacakları maçlarda kaybedecekleri puanlara güvenerek beraberlik hesabı yaparak Sami Yen’e gelirse, hem hücum futboluna ihanet eder, hem de başı önde gider!

YORUM YAZ