Arama

Popüler aramalar

Doldurmayın Korkmaz'ı!

Haberin Devamı

İki tutam abilik, bir kaşık ‘hadi koçum sen sakat sakat da oynarsın’, bir fiske de ‘kim o hocam faul diye bağıran lan’ karışımını kurtuluş reçetesi olarak göstermeye çalışmak, Galatasaray’a ve Bülent Korkmaz’a yapılacak en büyük kötülüktür.
Bir ruhtur tutturulmuş gidiyor son dönemde. Geçen sezon şampiyonluğun mimarı abilerin aşıladığı ruhtu, bu sezon da ruhsuzluk bu takımı bu durumlara düşürdü! Ancak kimse Galatasaray kadrosunun yapısına bakmıyor bile...
Dillerden ‘Galatasaray Türkiye’nin en iyi ve kaliteli kadrosuna sahip’ söylemi düşmedi sezon boyu. Bunu inanarak söyleyeni de vardı, beklentileri bilerek yüksek tutarak futbolcuları baskı altına almak isteyen malum kulübün milisleri de... Ama Lincoln’ün, Kewell’ın, Baros’un kırılganlıkları ısrarla görülmek istenmiyor. Sağ bekteki istikrarsızlık, sol bekteki adeta ‘faul yaparsam günaha girerim’ hassaslığı, Sanctis’teki gittikçe sıklaşan abuk gol yemeler ve boşa çıkmalar, takım halinde yapılmadığı için bireysel preslerin anlamsız koşuşturmalardan öteye geçemediği orta saha savrukluğu... Bunların tümü yok sayılıyor nedense!

Korkmaz’ın en büyük yanılgısı, bu ‘içi doldurulamayan’ ruh ve disiplin söylemlerinin peşine takılmak olur. Baros, Hakan Şükür kadar sabırlı olmadığı için stoperlerin arasında erken pes etmeye devam edecek. Lincoln, bırakın tekmeye kafa sokmayı, ortadaki bir topa dahi ayağını uzatmayacak yine, çünkü yapısı bu. Kewell, nefesi ve kas gücü izin verdiği ölçüde katkı yapabilecek, 55’ten sonra sen sağ ben selamet durumları yani. Sabri’ye dengeyi, Hakan Balta’ya pozisyon gereği faul yapmanın futbolun bir gereği olduğunu ne kadar anlatabilirsiniz bu saatten sonra! Üstelik, sezon başından bu yana ısrarla anlatmaya çalıştığım, ‘sakatların üst üste ve aynı mevkiideki oyuncuların başına gelmesi’ talihsizliği de sürüyor. Galatasaray o nedenle, üstelik zorluk derecesi daha yüksek maçlar olmasına karşın, önce rakibi durdurmak yerine futbol oynamaya çalışan rakipler karşısında hep başarılı oldu. Sert takımlar karşısında ise dağılıp gitti.
Bu takımın birincil sorununun, ‘az çalışmak’ olduğu düşüncesine hâlâ inanmıyorum. Denge, uyum ve istikrâr. Eldeki kadro için başarının reçetesi budur. İçinde ne ruh var, ne de amiyane tabirle fırça çalışması!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’4 büyükler!‘’

05 Mart 2009, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yalan rüzgârı!‘’

05 Mart 2009, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI