Dayanın az kaldı
Haberin Devamı ›
Galatasaray, uygulamaya çalıştığı futbol anlayışı yönünden sorunlarını hâlâ giderebilmiş değil. Zaman zaman ortaya iyi oyunlar ve parlak sonuçlar çıksa da, bu rakibin gücünden ve hedefinden kaynaklanıyor şimdilik.
Sarı-Kırmızılılar, öncelikle ikinci ve üçüncü bölgede oynamayı hedefliyor. Bunun için de, birinci bölgesinde oluşan geniş boşlukları sürekli kontrol altında tutacak ve bu müdahale yeteneğine sahip bir ‘libero kaleci’ye ihtiyaç duyuyor. Yani kaleci arayışlarının nedeni Orkun ve Aykut’un kötü olmasından değil, bu özellikleri taşımamalarından kaynaklanıyor. Zaten dikkat ederseniz, Galatasaray’ın yediği gollerde kontraların ve geniş alanların payı küçümsenmeyecek derecededir.
Her oyun anlayışının kendine özgü artıları-eksileri var. Rakibinizi birinci bölgenizde kabul eder, hızlı adamlarla hücum edersiniz veya her alanda kontrollü olur, ‘1 yeter, 3 olursa da kaymaklı ekmek kadayıfı’ dersiniz, genelde Anadolu takımlarının tercih ettiği gibi ya da ‘büyük takım psikolojisiyle’ oyunu rakip alana yığar, sürekli saldırırsınız, Galatasaray’ın yapmaya çalıştığı da bu... Bunlar, çeşitli etkenlerin birleşimi sonucunda ortaya çıkmıştır. Sarı-Kırmızılılar’ın öncelikli olarak tarihinden gelen refleksidir ‘hücum futbolu.’
Kalecinin libero gibi oynamasının yanı sıra takımı oluşturan diğer isimlerin de çok yönlü olması bu düşüncenin olmazsa olmazıdır. Her futbolcu, birkaç pozisyonda oynayabilmeli. Takım, aynı 90 dakika içinde başka kimliklere bürünebilmeli, teknik adamının kenardan yapacağı bir işaretle. Çok koşmak, doğru yerde bulunmak, yardımlaşmak, hızlı düşünmek, basit oynamak ve güçlü olmak gerekir. Yani çok zordur. Ama olanaksız değil!
Bu yolda ağır aksak da olsa bir ilerleyiş var Galatasaray’da. En büyük sıkıntı, kadrosunun tamamına yakınının bir değişime uğraması. Tabii bir de ‘etkili ve yetkili beyin.’ Bu değişim süreci, ister doğal eleme, ister hedef doğrultusunda ‘neşter kullanma’ biçiminde olsun, devam edecektir kuşkusuz. Bu nedenle atılan adımları, salt alınacak sonuçlarla değerlendirmemek gerekir. Takım olma ve bazı şeyleri otomatiğe bağlama yolunda herkese bol sabırlar! Tünelin ucunda ışık var çünkü.