MENÜ

Çırpınmak neye yarar!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Zorlu ve can sıkıcı bir süreçten geçiyor futbolumuz. Her kafadan bir ses çıkıyor ve doğal olarak herkes olaya kendi penceresinden bakıyor. Görünen o ki, kimi kupayı kurtarmak istiyor, kimi paçayı! Çarşı ile Karşı’nın farklı gibi gözüken tavırlarının altında da aynı neden yatmakta aslında. ‘Kupamı alma’ ile ‘Kupamı al’ arasında hiçbir fark yok bu nedenle yani, tabii görmek isteyene!
‘Temizlik’ sözünü dilinden düşürmezken birileri, ne kadar temiz olduğunu da biliyor aynı zamanda ya da kirlililiğinin de farkında! Ama piyangonun kime çarpacağı tamamen şansa bağlı da değil. Olasılıklar da etkili bunda! Ne demek istediğim anlaşılmıştır mutlaka! Tavırlar yalan söylemez zira!
Ne adı geçen kulüpler ne de kişiler gözümde aktır ya da karadır. Hatta yargı kararından sonra bile bu kişisel düşüncem değişmeyecektir, kanıtlar ne kadar güçlü/zayıf olursa olsun. Sadece saygı duyacağım sonuca, ama dedim ya, vicdanımın sesi değişmeyecektir bu ortam ve şartlarda! Çünkü ben beyazdan da öte, bembeyazım sonuçta! Diğer kulüpler gibi!
Öyle bal/kaymak konularda, hamuduyla götür ortamlarda çıkmam pek ortaya. Koymam kişiliğimi de ortaya. Ama bu ortamda aslanlar gibi çıkıp, ‘Umarım çooook gerilere gidilerek bu araştırma/soruşturmaların yapılmasına izin verir kanunlar ve hepimizin yediği haltlar saçılır ortaya’ demek geliyor içimden. Tabii yine anlayana!
Ortada karıştırılan pek çok konu var. Öyle ‘suçu kesinleşmeyen herkes masumdur’, ‘masumiyet karinesi’ gibisinden, büyük deprem sonrası ‘kiriş-kolon’ uzmanı kesilenlerin tavrıyla konuşmayacağım. ‘Neyse o, oysa bu’ olacak benim yaklaşımım. Kurallar ortada, varsa şike/teşvik, yandı gülüm keten helva. Kupa da gider, bir alt küme de seni bekler. Böylesi bir sonuç, kişilerin yanlışından kaynaklı olur ki, kulüplerin şanına leke sürmez. Sahada verilen emekleri de yok saymaz! O nedenle taraftarlar rahat olsun, leke sevgililerine bulaşmaz hiçbir şekilde! Ama yönetici işin içindeyse, normaldir aslolan kulübün yaptırımdan nasibini alması.
Konu futbol olunca ‘empati’ye davet edemiyorum kimseyi. Çünkü bu bir kan davasından farksız ezeli rakipler ya da diğer anlam vermekte zorlandığım zorlama/medyatik düşmanlıklar için. ‘Sen bana yapmıştın, şimdi sen daha fazlasını hak ettin. Sıkıştın köşeye, düştün dilime’ yaklaşımı kaçınılmaz o nedenle. Ama bu sınırlar içinde yaşamak ‘mecburiyetinde’ olanlarız sonuçta, bir sağduyu bekliyorum umutsuzca da olsa bu nedenle. Kızdırmayın, üstüne gitmeyin, kaşımayın, bir kez olsun empatiyi becerin! Bu kez hiç olmazsa.

YORUM YAZ