Cim Bom 'Sırat Köprüsü'nde!

Haberin Devamı ›
Türk futbolu önemli bir karar arefesinde... Tabii Galatasaray da bundan nasibini alacak... Sivasspor örneği kafaları karıştırdı çünkü! Savunma ağırlıklı, fizik güce dayalı, yaratıcılıktan ve estetikten yoksun, uzun toplarla oynanan, kaos yaratılarak bundan yararlanma üzerine kurulu, temelde bize ters gelen, ama başarıya ulaştığı da kesinleşen bir model söz konusu! Mazisi daha dün bir, bugün iki olan Sivasspor ve onun gibi yerel başarıya bile hasretler için izlenmesi gereken bir yol kuşkusuz! Ama ya kendini büyük olarak adlandıran ve hedefleri de çok daha büyük olanlar için?
***
Fatih Terim’in öncülüğünü yaptığı ve başarılarla da taçlandırılmış olan model terk ediliyor hızla! Ama büyüklerin hedeflerine, varlık nedenlerine ve bünyelerine kesinlikle ters bir tercih bu! Peki, bırakın Şampiyonlar Ligi ya da UEFA şampiyonluğunu, Avrupa’ya çıkmalarına bile ket vuracak bu Sivas anlayışını nasıl kıracak büyükler! Öncelikle bu soru yanıtını bulmalı. O kadar da basit değil bu... Kulüplerimizin üçü, beşi bol, kısa pas, oyunu rakip sahaya yıkan, araya atılan topların ön planda olduğu, yaratıcı futbolu tercih ederken, vasat ve biraz üstü ekiplerin Sivas modelini benimsediği bir ligin, kulüp ya da milli takımlar bazında yurt dışı sınavlarında etkileri nasıl gerçekleşecek? Kayıp mı söz konusu olacak, zenginlik mi? Bu da belirsiz!
***
Fenerbahçe’de Aragones’le, Galatasaray’da Bülent Korkmaz’ın göreve gelişiyle gözlenen, ‘önceliği savunmaya veren’ anlayış, üst düzey maçlarda tercih edilebilir pekala. Ama bu yöntemin Sami Yen veya Saracoğlu’nda kabul edilmesi mümkün değil!
Sözün özü şu ki... Salt derece elde etme üzerine kurulu bu düzen futbolumuza çöreklenirse, birinin sahip olduğu UEFA Kupası finalinin oynanacağı, diğerinin ise kavuşmak için gün saydığı o anlı-şanlı stadı boş kalır. Statların o süslü püslü toplantı salonlarında da, malum kılavuz kargaların konuşmacı olarak katıldığı ‘tribüne nasıl seyirci çekeriz’ konuları tartışılır!