Arama

Popüler aramalar

Bağırmayana kol böreği yok!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bazı yorumcuların yaklaşımları insanlarımızı ayıltmıyor ya hâlâ, buna üzülüyorum. Servet’in eline çarpıp filelere giden ‘nizami’ golle, Baros’un ‘utanmadan’ koluyla düzeltip attığı golü aynı potada eritebildiler örneğin, neye hizmet ediyorlarsa... Biri hakemi aldatıp meslektaşlarının emeğini çalıyor, diğerleri kendi insanlarını kandırıyor bilinçli olarak. Üç kuruş daha fazla para ve on paralık daha fazla şöhret uğruna hem de... Önüne gelene küfrediyorlar ekrandan arsızca, ama korkudan ‘teşbih’ ayağına yatıyorlar çoğu zaman. Sonra da delikanlılıktan söz ediyorlar. Bunları yapanlar Baros’tan daha mı az utanmaz!
Sakız gibi çiğneyip durmuyorlar mı yıllardır, “Maçları statta izlemeden yorum yapılmaz” diye... Bir tanesi gidip de pazar gecesi oynanan maçı izliyor mu, hele bir de İstanbul dışındaysa o maç. Seyrettiklerinin yanında, televizyondan göz ucuyla ‘özet takıldıkları’ 90 dakikalar hakkında da ahkam kesen yine onlar değil mi sonuçta ekranlarda? Daha önce de sormuştum bu soruyu, çıkıp niye iki kelam etmiyorlar konu üzerine! Sadece ‘Ben maçı televizyondan izlediğimi söylüyorum ama, nabeeeeer’ demek aklar mı onları! Çelişki değil mi bu? Resmen ‘yerseniz’ yapıyorlar gözümüzün içine baka baka, yediriyorlar da... Kol böreğini de, köpek mamasını da, pazı dolmasını da...
Yorumculuk yapacaksan, bir hedef belirleyip sürekli ona saldıracaksın onlara göre ya da tersten çakacaksın, çoğunluğun dediğinin aksini savunacaksın hep. Tabii kahvehane ağzını da iyi bileceksin. “Çocuklarım, anam, eşim utanmaz mı benden” diye endişe duymadan yapacaksın bunu da, hatta bir matahmış gibi gerine gerine de dolaşacaksın ‘izole mekanlarda!’
Bununla da bitmiyor kepazelikler! Her fırsatta hortumcuya kızıyorlar, terörizmi lanetliyorlar, üfürükçüye sallıyorlar ya... Hepsi takıyye. Öyle görünmeye çalıştıklarına bakmayın siz onların, dertleri çocuklarına ‘saygın’ bir soyadı bırakmak, insanını aydınlatmak, bizi bir arada tutan değerleri güçlendirmek, futbolun doğrularını savunmak değil. İki ev, iki yazlık, iki araba, iki milyon dolar daha fazlası için tüm bu çabalar!
Çevresindekilerin de işine geliyor demek ki bu düzen, uyarılmadıklarına göre! Yarın o çocukları, ‘senin baban kim’ dediklerinde cevap vermeden önce utançtan yutkunmaya başlayacak. Bu ayıbın sorumluları da biz olmayacağız. Reyting ve tiraj uğruna öylesine yanlışlar yapıldı ve yapılıyor ki, artık her gün bir okul, bir hastane yaptırsalar, hayatlarını güzel dilimize adasalar da nafile... Bu ülke insanına ettikleri kötülükler affedilmez boyutlara ulaştı.