Atış serbest!

Haberin Devamı ›
Sezonun ilk yarısındaki 17 lig maçının 14'ünü pazar oynadı Galatasaray. 3'ü gündüz, diğerleri geceydi. Sadece Sivas'la cuma, Fener ve Beşiktaş'la cumartesi gecesi karşılaştı. Bu pazar ağırlıklı maç programının nedeni, büyüklerin Avrupa'daki mecburi sınav günleriydi, art niyet yok yani.
Malum, pazarın ertesi iş günüdür. Ali Sami Yen'in bakımsızlığı, yönetime tepki, takımın oyunundan duyulan hoşnutsuzluk gibi faktörler de az taraftar gelmesinde etkili olmuştur tabii. Ancak hiç mi pazartesinin suçu yok bu tabloda! Kaldı ki, Sami Yen'deki 1'i cuma gece, 1'i pazar gündüz olanı hariç diğer 5 maçın başlama saatleri en erken pazar 20.00'ydi, 21.45 olanı da vardı üstelik. Sıradan vatandaşı düşünün, maçın bitiş saatini de... Oturduğu semti, ulaşımı, ertesi günü kalkılacak saati de... Bütçesinden ayırması gereken parayı gündeme getirmiyorum, defalarca işlendi çünkü bu konu. Bunların tümü bir araya gelince, belki de boş tribünlerin nedeni daha iyi anlaşılabilir ve çözüm yolları bulunabilir.
Cim Bom'un 14'üne karşılık Beşiktaş 5, Fener 4 kez pazar oynadı. Çoğu kez şampiyonluk yarışındaki rakiplerinden sonra sahaya çıkmak, Galatasaraylı genç ve yeni futbolcuların motivasyonunu ne yönde etkilemiş olabilir? Şimdilik bu da bir soru işareti. Belki de rakiplerinden önce oynamak, biraz olsun rahatlatacaktır takımı!
Ancak 'saha içinde' büyük bir sorun var', hep vurgulamaya çalıştığım gibi beyin eksikliği söz konusu! Sakatlıkları nedeniyle 'bir var, bir yok' olan bu yeterlilikteki oyuncuların dönüşü ile birlikte farklı bir Galatasaray izlenecektir kuşkusuz. Ama Linderoth'tan gelen haberler can sıkıcı. Geriye Ayhan ve Lincoln kalıyor. Onlara eşlik edebilecek belki biraz da 'akıllarını başına almış' Arda ve Hasan Şaş... Daha sağlıklı, derin ve anlamlı yorumlar yapabilmek için de, şu sakatlık belasının sona ermesini bekleyeceğiz! Bu da şu anlama geliyor, yönetime ve teknik kadroya atış serbest!