Adnan Polat'ı eleştirirken...

Haberin Devamı ›
Açıkçası iktidar mücadelesine girenlerin ağzından çıkıyorsa bu söz, bana pek inandırıcı gelmiyor. Liselilerin dışındakileri ‘öte yandan Galatasaraylı’ görenlerin çoğunlukta olduğu bir yapının egemenliği söz konusu Sarı-Kırmızılı kulüpte, bunu bilmeyeniniz yoktur artık. Bunu inkar etmenin hiç gereği yok yani. Her fırsatta bunun örneklerini defalarca izliyoruz çünkü. Tabii ki kulübe yakın, kulübün içinde olanlar kadar bilemeyiz yaşananları, bunu kabul ediyorum. Ama bir de görünen tarafı var buzdağının, en azından liseli olmayanların da farkedebildiği. Örneğin bugünkü iktidar mücadelesinin içeriğinin, Galatasaray sevgisiyle bir ilgisinin olmadığı... ‘Duruş’tan söz edenlerin, ‘susuş’u es geçmelerinden belli zaten! Bir yandan ‘hani nerede gelenekler’ diye yırtınacaksın, diğer yandan ‘lak laklarla’ camiaya en büyük zararı sen vereceksin, bu olmuyor işte!
Sonuçta bugün Adnan Polat’ı içten ve dıştan yıpratmaya çalışanlar da biliyor ki, eleştirilecek tek konu, profesyonel futbol takımında yaşananlar. Yanlış transferler, teknik adam kıyımları, ligdeki sıralama, sahadaki futbol anlayışı filan... Peki iktidara talip olanların, bu gidişatı değiştirecek somut önerileri oluyor mu, olmuyor ya da çok cılız ve anlaşılmaz küm kümlerle sınırlı! Peki başka ne sorun var da, onun üzerinden yüklenilecek Polat ve yönetimdeki yandaşlarına? Söyleyin, sayın, sıralayın, gözümüzün içine sokun. Adnan Sezgin gibi bir öcü yaratıp temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp insanların önüne koymayın. Yeni stat bitti bitiyor, açılışı bekliyor. Riva, Florya, diğer spor branşları, tesisler, son 10 yıldır yerlerde sürünün ekonomik rezalet... Haydi getirin eleştirileri. Spor kulübünün başkanı veya yöneticisi mi olacaksınız, futbol kulübünün mü? Olmayanlar nedir, açık açık anlatın da öğrenelim. Kapalı kapılar ardında yapılan iktidara gelme çalışmaları ‘tüm’ Galatasaraylılar için bir şey ifade etmiyor. Futbol takımının durumunu sağır sultan duydu, görme engelliler gördü! Sizin bizlerden bildiği fazla nedir, anlatın lütfen. Belgeleriyle ama, ‘mış’larla, ‘muş’larla değil. Aksi durumda en azından ben, Galasaray sevgisi için değil, Seyrantepe, Riva, Florya ve ekonomik özgürlüğü sağlayacak diğer atılan adımları sahiplenme adına ortaya çıktığınızı düşüneceğim sadece! Kolay yoldan kahramanlık misali! Haksız mıyım!