Can sıkan boş vermişlik

Emre Belözoğlu maçtan önce, “Ufak da olsa umudumuz var. Kazanıp, rakiplerimizin ne yapacağına ondan sonra bakacağız” demişti. Belözoğlu’nun saha kenarındaki hırsı, heyecanı her halinden belliydi. Ancak sahadaki oyuncularda, hocalarının heyecanının, kazanma isteğinin onda biri bile yoktu. İlk yarı soyunma odasına 1-0 yenik giriyorsunuz, Göztepe-Beşiktaş maçının 1-1 olduğunu, Galatasaray’ın da 1-0 geride olduğunu öğreniyorsunuz. Doğal beklenti, ikinci yarıya çıkarken buna bir reaksiyon vermektir. Ancak Sarı-Lacivertli futbolcularda bunu görmek mümkün olmadı.

Ferdi kendine ihanet ediyor

Emre Belözoğlu, İrfan ve Mesut’un yokluğunda, ‘forvet arkasında üç 10 numaralı’ oyundan vazgeçti.

Osayi-Samuel ve Ferdi’ye şans verdi. Ferdi’nin bu kadar yetenekli olup, bu kadar boş vermiş olması kendisine en büyük ihanet. 21 yaşında, uzun bir aradan sonra 11’de şans bulan bir oyuncunun 8 ikili mücadelenin 7’sini kaybetmesi, şut çekmeden, isabetli tek orta yapmadan oyundan alınması gerçekten yazık.

Hızlı karar alma zamanı

Maçın, bu oyundan sonra bir penaltı ve 90+9’da gelen bir şans golüyle kazanılması kimseyi yanıltmamalı. Fenerbahçe’de ciddi anlamda ‘isteksizlik, hırs yoksunluğu, boş vermişlik’ sorunu var.

Şimdi yapılması gereken, başta Ali Koç’un başkan adaylığı konusundaki kararı olmak üzere hızlı hareket etmek. Hemen ardından teknik direktör konusunu halledim, yeni sezona hazırlanmak.

Kadronun her sene baştan aşağı değişmesi büyük bir sorun ama bu kadar yaşlı, formsuz, umursamaz bir ekiple yola devam etmek de riskli. Bu nedenle çok iyi bir planlama şart.