MENÜ

Özlenen Milli Takım...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kaybettik’ diyebilir miyiz şu maç için?

Haksızlık olur.

Son çeyrek dışında Rüya Takım’a turnuvanın ilk şokunu yaşattık. Dünya Kupası’nın en düşük yaş ortamalasına sahip takımı (24.25) olan ABD adına da, bizim adımıza da hayırlı bir maç oldu.

-Bizim açımızdan bakılacak olursa;

Güçlükle kazanabildiğimiz Yeni Zelanda maçında hırpalanan özgüvenimizi, NBA yıldızlarıyla dolu bir kadroya karşı üç çeyrek başa baş oynayışımızla geri kazandık. Böyle bir kadroyu hatrı sayılır bir süre boyunca hakemle tartışır, onlara itiraz eder hale getirmek, Coach K gibi bir basketbol dehasını molaya zorlamak, her babayiğidin harcı değil.

Bu açıdan her şeyin öncesinde bir ‘helal olsun’u hak etti 12 Dev Adam. Uzun zaman sonra, A Milli Takım’ı ‘taş gibi’ basketbol oynarken izledik. Bu manzarayı görmeyeli uzun zaman olmuştu. O günleri hatırlamaya hiç niyetimiz yok.

Nihayet ismimizin, FIBA sıralamamızın hakkını veren bir basketbol oynadık. Bu böyle devam etsin, bir önceki yazımda da dediğim gibi; ‘Yeniden şarkılar söyleyelim.’

Son parantezi Sinan Güler’e açmak gerek. Mücadelesiyle, azmiyle takımı ateşledi, başlarımızı dik tuttu. Ender’le basket faulü kutlamak üzere çarpışıp düşmeleri, bir galibiyete bedel bir tebessüm bıraktı yüzlerimizde.

Darısı diğer maçlarımıza…

***

-ABD açısından bakılacak olursa;

Turnuva öncesinde çarşaf çarşaf, sayfa sayfa yazılan handikaplarıyla ilk kez yüzleştiler. Kulağa tuhaf geliyor olabilir ancak Rüya Takım, beklendiği üzere set hücumu konusunda ciddi problemler yaşıyor. Turnuvanın en iyi hızlı hücum ve açık saha takımı oldukları kadar, ‘FIBA Basketbolu’nda da hayli tecrübesiz bir grafik çizdiler. Böyle bir Rüya Takım’ın İspanya’yı, İspanya’da yenebileceğini zannetmiyorum.

Kevin Durant’i çok ama çok aradılar. Zira ‘lider’ olarak sahaya sürülen James Harden, ilk ciddi sınavında ciddi patlak verdi. Kenneth Faried, Anthony Davis gibi oyuncuların fiziksel avantajlarıyla koparabildiler maçı. Ciddi dersler çıkarmaları gerekecek.

Bu ve bunun gibi birçok tespitle henüz grup aşamasındayken yüzleşmiş olmak, ABD takımı için son derece hayırlı bir şeydi. İlk badireyle eleme usulü oynanan bir maçta, dişli bir rakibe karşı yüzleşmiş olsalardı, her şey çok farklı olabilirdi...

YORUM YAZ