Arama

Popüler aramalar

Geri dönüş

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Daha maçın başında öylesine arzuluydu ki Trabzonspor, Teofilo ve Yattara’yla yakladıkları fırsatları gole çevirebilselerdi maçı çok erken koparmaları içten bile değildi. İlerleyen dakikalarda her iki takımın da pozisyonlar bulduğu maçın ilk yarısında Beşiktaş, özellikle Trabzonspr’un sol kanadını Hilbert’le bir hayli hırpalarken, kendi defansının göbeğinden de Bordo-Mavililer’in hücumcularına pozisyon vermekten geri kalmadılar. Ancak Trabzonspor forvetleri son vuruşlarda adına ister şanssızlık, ister beceriksizlik diyelim başarılı olamadılar. Heyecan ve mücadelenin üst düzey olduğu ilk yarının tek eksiği goldü. Ancak her iki takımın da kalesinde gördüğü pozisyonlar, güçlü rakipler karşısındaki zaaflarını açıkça ortaya koyuyordu. Beklendiği gibi bol gollü bir maç olmamasına rağmen maçın genelindeki mücadele ve heyecan izleyenlere keyif verecek nitelikteydi.

Soyunma odasında neler oldu bilemeyiz ama Trabzonspor ikinci yarıya öyle bir başlangıç yaptı ki adeta, “Ben bu maçı kesinlikle kazanmak istiyorum. Başka hiçbir sonuç kabulüm değil” der gibiydi. Genç Mustafa’nın mükemmel golüyle de arzulu futbolun karşılığını almasını bildi. Bu dakikadan sonra bütün riskleri alarak oyunu forse eden Beşiktaş’a orta alanda ne top yapma imkanı, ne de kendi yarı sahasında bir-iki pozisyon dışında net gol pozisyonu vermeden maçı kazanmasını bildi Trabzonspor. Bu arada özellikle Serkan’a bir paragraf açmak istiyorum. Geçen sezondan beri mükemmel bir futbol oynuyor. Ancak bu maçta zirve yaptı.

Trabzonspor bu maçta sadece üç puan değil ligin en iyi futbol oynayan ekiplerinden birisi olarak kendine olan güvenini geri kazanmış oldu.