Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Anma ve Onurlandırma Komisyonu heyeti olarak büyük ustamız Ahmet Ayık’ı ziyaret ettik.
Galatasaray ile Belçikalı rakibi arasında oynanan mücadelede tecrübeli hakem Sanchez, genel anlamda sakin ve oyunun akışını bozmayan bir yönetim sergilese de kart standartlarındaki zayıflığı maça doğrudan etki etti.
Transfer sezonunun başlamasından itibaren Galatasaray'la ilgili en büyük eleştirilerden biri de hiç kuşkusuz bir sportif direktörün olmamasıydı. Gerek konvansiyonel medyada gerekse sosyal mecrada bu konuyla ilgili sık sık Galatasaray Yönetimi'ne tenkitler yapıldı.
Çok şey kaybetmedi iddiasından ama kazansaydı çok şey kazanmış olacaktı Galatasaray…
Beklenmiyordu ama oldu, Galatasaray sahasında yenildi.
Fenerbahçe Beko, Euroleague’in 13. haftasında İtalyan ekibi Virtus Bologna’yı ağırladı. Sarı-Lacivertliler, salondan 66-64 galibiyetle ayrıldı. Kanarya, üst üste 5. galibiyetini elde etti.
Galatasaray topa yüzde 66 oranında sahip oldu ama maçı kaybetti. Bu tablo bize bir kez daha şunu hatırlattı: Topa sahip olmak, tehdit üretmek değildir.
Galatasaray fikstürdeki rahat maçlarından birini kaybederek ilk 8 şansını elinin tersiyle itmiş oldu.
Türk futbolunda gün geçmiyor ki garip işler olmasın, gün geçmiyor ki saha içini konuşalım diye niyet edip kendimizi hep saha dışında bulalım…
Maçın kaderine doğrudan etki eden üç ayrı VAR müdahalesi, Meler’in performansına gölge düşürdü. Maçı yöneten isim sahada Halil Umut Meler olsa da sonucu şekillendiren isim VAR’daki Cihan Aydın’dı. Maçın 6. dakikasında Visca, Ebosele’nin müdahalesiyle yerde kaldı. Meler sarı kart gösterdi ancak VAR devreye girdi ve oyuncu oyundan atıldı.