MENÜ

Parmak hikayesi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Haksız değillerdi... Hatta, Ali Güven kardeşim bile, “Yeter artık, parmak atmadığınız yer kalmadı. Bir takımın üstüyle başıyla bu kadar oynanmaz. Daha neresini yazacaksınız?” diye onlara eşlik etti. Yani şunu söylemek istiyorum: 31.12.2004 tarihi itibariyle Beşiktaş’ta maalesef sahanın içine sağlıklı bir şekilde hiç bir yorumcu giremedi. Devre arası geçen sezon gibi sıkıntılı da geçmedi. Yani herkesin dediği gibi; yeni, yepyeni bir sayfa açılmış durumda. Tek bir problem var, o da sağlıklı düşünen Beşiktaşlılar dışında, illa da transfer... Yönetim kanadında menacerler cirit atıyor, taraftarın beklentisi var. Ancak herkesin sakin olması lazım. Bu saatten sonra kim alınırsa alınsın, kulübün bütçesine de, takımına da zarar verir. Yapılacak bir şey var. Arkaya şöyle bir dönüp, ‘nerede hata yaptık, niçin hata yaptık’ demeli... Aynı yanlışa bir kez daha düşmemeli... Görünen o ki, bugünkü ekonomik şartlarda atılacak yanlış her adım ve imza, Beşiktaş’ın geleceğini ipotek altına alabilir. O zaman ne plazalar, ne Fulya Projesi bile kurtaramaz. *** 2 gün önce altyapıyla ilgili yazdığımız yazıdan dolayı, bazı arkadaşlarımız alınmış. Ancak tekrar yaptığım sağlamada, konunun özünde yazdıklarımın hepsi doğru olduğunu gördüm. Beşiktaş’ın altyapısını bu derece aşağılamaya, Beşiktaş örf, adet, geleneklerine, saygı ve sevgilerine layık olmayan insanlara destek vermeye kim olursa olsun fırsat vermeyeceğimizi bilmeliler. Başta BEFAM Projesi olmak üzere Beşiktaş altyapısında bir çok projeye imza atan Hüseyin Mican bu konuda çok rahatsızlık duymuş. Çünkü Denizli’ye giden o kardeşimizin transferinde önemli bir rol oynamıştı. Kendi de, bu konudan rahatsız. Olayın özünde, Beşiktaş altyapısını küçültme yönünde Sakaryalı dostlar ve menacerlerin oyunu var. Bunda yazıyı kaleme alan arkadaşlarımız da oyuna gelmiş. İşin özü şu, Beşiktaş altyapısında Fikret Orman ile başlayıp Hüseyin Mican’la devam eden ve şu anda Sinan Vardar’ın başkanlığında yürütülen komitelerde, Beşiktaş’ın geleceği açısından yerinde, sağlıklı radikal kararlar alınmakta ve işleme konulmakta. Kimse öküz altında buzağı arayıp, kişisel menfaatlerini ön plana çıkarmasın. Benim en çok kızdığım da Beşiktaş’ın başına yukarıdan büyük belalar açan menacerlerin altyapılardan ellerini çekmemeleri. Çünkü çevremde en az 100 tane gencecik çocuk, ne olduğu belirsiz, sıradan menacerlerin yalanlarıyla sefalet içindeler. Sistemi düzeltmek lazım, çünkü bu kişiler sadece bu gencecik filizlere değil, Türk Futbolu’na da zarar veriyor. Yıllardır mücadele ediyorum, yine de devam edeceğim.

YORUM YAZ