MENÜ

Kuzuların sessizliği!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu maçın Ümraniye’de oynanmasanı çok isterdim ki... Ha Ümraniye, ha dün geceki İnönü? Ne farkeder ki!.. Orası da sessiz. Ayrıca bir hafta boyunca idmanını orada yapıyorsun. Ev sahibi olarak isteme hakkın da var. Neyse, sahaya dönelim. Şunu açıkça belirtmeliyim ki, Beşiktaş ilk defa oyuna bu kadar arzulu ve istekli başlamış, kenarları da olumlu bir şekilde kullanıyordu. Dakikalar 24’ü gösterdiğinde skorun 1-0 olduğuna bakmak lazım. Ahmet Hassan, İbrahim Akın ve Tümer mirasyedi gibi pozisyonları harcadı. Yani skor çok daha farklı olabilirdi. Dakika 24 dedim. Çünkü o dakikadan itibaren roller değişti. Bunun sebebi de maalesef Fırat Aydınus oldu. İbrahim Toraman’a gösterilen kırmızı kartta; faulü yapan da, en azından sarı kartı görmesi gereken de Ramadan’dı. Son iki sezondur Beşiktaş öyle dengesiz düdüklere ve olaylara maruz kaldı ki, anlatmak bu satırlara sığmaz. 24. dakikadan sonra roller değişti demiştik. Skor da, oyun da zaten kimsenin aklında değildi. Herkesin kafası kırmızı kartta... Başlıkta da dediğim gibi Beşiktaş’ın, kırmızı kartta da, olaylarda da sesi hiç çıkmıyor. Pardon! Sesi çıkartılmıyor. Of, off!.. 90 dakika çile içinde geçti. Sessizlikler içinde olan 150’ye yakın kişinin ortak bir düşüncesi vardı; bitse de gitsek... Ve son sözüm müsabakanın kıdemli yardımcı hakemi Bülent Gökçü’ye... Ruh gibiydi. Tanıdığım Bülent, bu değil. Ama herhalde kafası başka yerlerde olduğundan, son zamanlarda eğitimine pek önem vermemiş. Aman Bülent dikkat, sen Türk hakemliğine lazımsın kardeşim.

YORUM YAZ