Arama

Popüler aramalar

Korkma, açıkça söyle

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Medyamızın büyük bölümü 4 Ocak’ta Beşiktaş’ın yeni teknik adamlarını bile açıklamışlar, Tigana’nın gideceğini söylüyorlardı. Olmadı... Tigana görevinin başında. Yöneticilerin korkmadan açıkça söylemeleri gerekir, “Biz tazminatı ödeyemedik, hocayı kovamadık” diye. Tigana da konuşmalı, “Hiçbir şey umrumda değil, benim için önemli olan para” demeli.Tayfur Havutçu’ya benim kadar değer veren ikinci bir kişi zor bulunur. Adamlığıyla, duruşuyla, aile yapısıyla, karakteriyle bir Beşiktaşlı’nın olması gerekeni tek başına ortaya koyuyor. Ama Beşiktaş’a geliş şekli beni rahatsız etti, umarım Tayfur zarar görmez. Değinmek istediğim konu, Zeki Önatlı ve Sinan Serhatlıoğlu... İkisi de dürüstlüğünün hele Sinan Serhatlıoğlu doğru zamanda, doğru yerde, doğruları söylediğinden ötürü gönderildi. Yönetimin niyeti başkaydı ama olmadı, sert kayaya çarptılar. Tigana yardımcılarının bile sözleşmelerini kendisinden daha sağlam yaparken Türk çocuklarına yani Zeki Önatlı ve kaleci antrenörü Erdinç hiç umurlarında değildi. Mrmiç gelmiş olsaydı, Erdinç de gönderilecekti. Demek ki benim çocuğum, bizim çocuğumuz yok. Herşey koltuk için. Tigana da açıkça söylemeli; “Ben Fransızım kardeşim. Napolyon’un torunuyum. Ne kadar Malili de olsam... Benim için birşey var, o da para, para, para...” diyerek aklındakini söylemeli.Benim için de bu saatten sonra Tigana yok. Fransız hocaya olan güvenim sarsıldı. Benim görüşüme göre Tigana para peşinde. Sinan Serhatlıoğlu’na, Zeki Önatlı’ya sahip olamadı. Aklıma şu geldi, artık ‘futbolu ayakla oynanan bir oyun’ olarak mı yoksa ‘ayak oyunu’ mu diye bir tartışmayı gündeme getirdi. Artık benim için Beşiktaş’ta Tigana, yönetim arasındaki bu restleşmeyi tamamen ayak oyunu olarak görüyorum. Bütün korkum, yönetimin koltuk, Tigana’nın para sevdasından Beşiktaş’ın zarar görmesi...Herkesin tek bir hedefi var. O da kişisel hedef, çıkar. Hedefe ulaşmak için herşey mübah. Ne diyelim, yolunuz açık olsun...Bir sözüm daha var...Levent Kızıl ile ilgili gazetelerde çıkan haberlerden dolayı Beşiktaş’ı hedef alan sözlerinin beni çok rahatsız ettiğini yazmıştım. Levent Kızıl beni aradı ve Beşiktaş cephesinde çok önemli dostları bulunduğunu, Siyah-Beyazlı camia hakkında sert sözler sarfetmesinin mümkün olmadığını belirtti. Kızıl’a inanıyorum ve ona bir özür borcum var... Ama yöneticilerin ortalığın hergele meydanına döndüğü böylesine bir ortamda dikkatli olması gerekir.