İş kazası!

Haberin Devamı ›
Bütün bu olumsuzlukların yanında, belki bir oyuncununu eksikliği önemli değildi ama dün sahada görüldü ki, Delgado’nun olmayışı çok şey. Delgado’nun yokluğunda Beşiktaş malesef rakip ceza alanına zor gidiyor. Kanatlardan Nobre, Gökhan, sonradan oyuna dahil olan Bobo’ya top gelmiyor. Bu futbolcular, 90 dakika içinde ençok topla kaleci Runje’nin degajlarında buluştu. Ancak orta saha ile o kadar çok birbirlerinden kopuktular ki, çıktığı toplarda Nobre sağa indiriyor, sola indiriyor ama arkadan gelen yok. Düşünün Beşiktaş’ı karşı kaleye en çabuk taşıyan isim İbrahim Üzülmez. Ceza alanında gol kaçıran da Üzülmez.Delgado’nun yokluğunda tüm ümitler Kleberson’da idi ama belli ki o Tigana’dan talimatı almış, ölü topların dışında Koray, İbrahim Toraman ve Gökhan Zan’ın önünden hiç ayrılmadı. Ben dünkü Burak Yılmaz’dan çok şey bekledim. Fakat O da, hazırlık maçlarındaki alışkanlığını üstünden atamamış olacak; kenarlara kaçmaktan top alamadı. Oyun da kuramadı. Hazırlık maçlarında söylemiştik; Üzülmez ile Baki bir arada olmaz diye. Tigana nihayet bu ısrarından vazgeçmiş. İkinci yarıda İbrahim Akın’ı sahaya sürdü, Üzülmez’i de sol beke çekti. İyi de yaptı. Beşiktaş, bu dakikalardan sonra Bülent Ataman’ı çok zorladı. Nobre, Bobo ile yokladı. Bobo için parantez açmak istiyorum. Santrfor egoist olur tamam da, Bobo biraz fazla egoist. Biraz da top sevmedi. Gökhan Zan’ın kafa şutunun yeri direkler değil ağlar olmalıydı. Bütün bunları söylerken Ersun Yanal’ı tebrik etmemek elde değil. Her sezon olduğu gibi yine koşan, mücadele eden emeğinin karşılığını sahada alan bir ekip yaratmış.