MENÜ

İnanmadılar

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Tayfur’un oynamasına ya da oyuna girmesine karşı değilim. Ancak yahu ligde bir yarım saat adamı koy da en kritik maçta sudan çıkmış balık görünümünde olmasın. Haaaa! Bir lafım da Fatih Sonkaya’ya. Pardon, ona biri söylemeli. O kalenin önünde hani ceza alanı çizgileri var ya, orada eline ayağına hakim olacaksın, rakibe dokunmayacaksın. Alışkanlıkları Parma’da da sürdü. Arkadaşları Sonkaya’yı kontrol etmekten rakiplerini unutuveriyorlar. Kim arkadaşları, Mustafa Doğan, Emre, Ahmet Yıldırım. Yani yerden yoklar. Ama havadan da bu derece acemice gol yersen kimseye kızmayacaksın, kendine kızacaksın. Hele öyle bir defans çizgisi var ki, Mustafa Doğan, Emre, Ahmet Yıldırım, Fatih hatta İbrahim Üzülmez, Ramazan’ın önünden orta sahaya kadar çıkmaya korkuyorlar. Çıksalar belki orta sahada forvete destek olacak, en azından rakip ceza alanında Beşiktaş çoğalacak. Ama ara sıra öyle bir kontrolsüz çıkıyorlar ki, arkalarına atılan her top gol. Ramazan ne yapsın? Ve sonuç; Lig bitti, UEFA hayalleri bitti, elde kaldı bir kupa. Allah sonunu hayırlı etsin. UEFA’nın bittiği, takım Yeşilköy’den İtalya’ya uçarken belliydi. Berabere kalırsak, rakipler kazanır ya da kaybederse ne olur hesapları yapılıyordu. Yani inanmak lazımdı. Kazanacağına inanmak lazımdı. Ona inanmadıkları için maçı kaybettiler. O kadar çok da oyunda top kaybı oldu ki, sonucun bu olması kaçınılmazdı.

YORUM YAZ