Dereli çomak sokunca...

Haberin Devamı ›
Maçtan önce Beşiktaşlılar avuçlarını okşuyordu, Lincoln ve Hakan Şükür yok diye... Tamam da sende ne vardı? Sadece koşuyorsun, mücadele ediyorsun, ustan yok, golcülerin yalnızları oynuyor... Korkunun ecele faydası yoktu. Sen sahaya 8 tane defans oyuncusunu sürüp, golcülerini yalnız bırakırsan olacağı bu... Bir takımın defansıyla orta saha ve forveti arasında bu kadar boşluk olursa, kazanman mucizelere bağlı... Beşiktaş’ın kanatları en önemli bölgesi. Öyle ise orayla oynamayacaksın. Sağ tarafta çok farklı özellikteki Diatta-Serdar Özkan ikilisi, maçın kilit bölgesiydi. 45. dakikada hoca bunu gördü, ancak dedik ya, top forvete gittiğinde duvara çarpmış gibi geri geliyordu. Güzelliklerle dolu bir başlangıç vardı.
Özhan Başkan’a geçmiş olsun pankartı, Rüştü’nün Hakan Şükür ve Sabri’yle selamlaşması, Sağlam’ın Kalli’yle hasret gidermesi... Her şey dostça başlamıştı, dostça da bitecekti, ama Selçuk Dereli çomağını soktu. Olmayan bir korner, gelen topta da Hakan’ın hatası ardından yine Arda’nın aldatması, verilen penaltı zaten tatsız, tuzsuz, zevksiz giden maçta Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürmüştü.
Böyle maçlara hakemin yorum hatası yanında takdir hakkını da fazlasıyla Galatasaray lehine kullanması skorun bu şekilde tescilinin en önemli faktörüydü. Aslında dün çok güzel başlamıştı. PAF takımı, Florya’da 4 gol atmış, yıldız takım 16-0 gibi farklı bir skorla kazanmış, A Genç takımı Küçükköy’ü 6-1 yenmiş, akşama da herkesin beklentisi en azından alınacak bir puandı. Sessiz gece diyorum, ama Sami Yen’de dün bir 500’e yakın insan vardı. Bin 499 demiyorum, bin 500... Bunun neresi seyircisiz maç...